Yeni yıla yağmurla girdik Samsun’da. Önce ıslandık, tam güneş açtı sonrasında da adeta yandık. Çünkü İktidar yine yaptı yapacağını, zam üstüne zam geldi hayatımıza. Yapıcılar yaptılar yapacaklarını.
Bunda iktidar gördüm, bunca hükümetle geldiler gittiler, Menderes İktidarını yaşadım, ardından Darbe dönemi geldi, sonrasında Ecevit geldi, Kıbrıs’ta Rum mezaliminin Türklere uyguladığı asimilasyonu durdurdu. Adı Samsun’da bir sokağa verilen Rahmetli Cengiz Topel’in dönemlerinden sonra Demirel Hükümeti dönemini yaşadım. 12 Eylül'de Kenan Evren sahne aldı ve ihtilal yapıldı. Nasıl olduğunu halen çözebilmiş değilim, çünkü Evren Paşa’yı Trabzon’da Kolordu Komutanlığı yaptığı dönemlerden tanırdım ve ihtilal yapacak bir insana benzemiyordu. Sonrasında daha iktidarlar geldi geçti sonunda Recep Tayyip Erdoğan önce Başbakan ardından da Cumhurbaşkanı oldu. Sonrası ise malum Başkanlık dönemi… Ve bu dönemin insanlara yaşattıkları, hep birlikte yaşıyoruz. Zam üstüne zam yağıyor.
Bu zamların altında ise vatandaş ıslanmıyor adeta eziliyor. En son önceki gün yılbaşıyla birlikte yeni zamlar geldi. Son olarak yeni yılın ilk gününün akşamı Elektrik fiyatlarına ticarethaneler için yüzde 126, meskenlerde ilk 150 kilovatın altına yüzde 52, 150 kilovatın üstü için ise yüzde 127 zam yapıldı. Ayrıca konutlarda doğalgaza yüzde 25 zam gelirken, motorine bir lira 29 kuruş, benzine 61 kuruş, LPG’ye78 kuruş zam geldi.
Bu zamlar yeterli mi değil mi bilmiyorum da bundan sonraki zamlar ne zaman gelecek onu da kestiremiyorum. Vezirler huzura çıkmışlar: Padişahım, hazinede para kalmadı. Yeni vergilere ihtiyacımız var demişler. Padişah, kavuğunun altından kafasını kaşımış, ne vergisi koyalım demiş.
Köprülere adam koyalım, geçenden bir akçe alsınlar, padişah tamam demiş. Aradan bir süre geçtikten sonra sormuş vezirlerine: Tepki var mı?
Hiçbir tepki yok. İyi o zaman köprünün diğer tarafına adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın! Aradan bir süre geçmiş, padişah: Var mı şikâyet? Yok! Halkının tepkisizliğine kızan padişah, gürlemiş: Köprülerin ortasına da adam koyun, gelip geçeni becersin! Aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen padişah, çağırmış vezirlerini, halkı dinleyelim hele bir, demiş gitmişler köye, padişah sormuş: Var mı şikâyet? Ses yok. Padişah tekrar sormuş: Var mı şikâyet? Şikâyeti olan söylesin! diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş: Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!..
Eeeee, demiş padişah bir umutla. Akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, bir adam daha koysanız...
Eve geç kalmıyoruz tamam, nedeni basit artık evden çıkamıyoruz. Cebinde para kalmayan vatandaş pazara çarşıya gidemeyince hem gıdadan kesiyor hem de alışveriş yapmıyor. Vatandaş alışveriş yapmayınca dükkânlar boş kalıyor esnaf zora giriyor. Esnaf zora girince vergiler düşüyor, vergiler düşünce maliye açık veriyor. Bu gidişle maliye yeterli para toplayamayacak ve yatırımlar duracak, sadece yatırımlar durmayacak milletvekilleri ve bakanlar maaşlarını alamayacak, hatta ve hatta dış borçlar ödenmeyecek. Allah sonumuzu hayreylesin diyeceğim de Mevla sormaz mı o zaman: Ey kullarım size akıl fikir verdim, neden kullanmadınız, demez mi?