Yazarlar // 9 Mart 2016 Çarşamba 00:00
Ragıp GÖKER
Kaç yıl sürdü bilmiyorum ama Atakum Tarım Lisesi’nin kendi binasına taşınmasını isteyenlerin başlattıkları hukuk mücadelesi sonunda zaferle sonuçlandı.
Her konuda yerli, yersiz konuşmasıyla bilinen o eski müftünün ‘’Samsun’a Protokol Camii lazım’’ demesiyle başladı her şey.
Bizim büyükşehir belediyesinin yönetimi de, acele bir kararla cami yaptırılacak yer olarak Atakum’un girişindeki tarım lisesinin olduğu yeri belirlediler.
Söz konusu cami olunca, akan sular durur bizde.
Camiler Allah’ın evidir çünkü.
Öyle inanırız.
Yapılacağı yer doğrudur, ya da yanlıştır diye tartışmayız asla.
Ama bu defa öyle olmadı.
‘’Bu iş doğru değil’’ diye şehrin büyük bölümünden itiraz sesi yükseldi.
Bu arada okulun taşınması kararı alındı.
Okul için yeni bina yaptırıldı ancak binanın tarım lisesi yerine İmam Hatip olarak lisesi olarak hizmet vereceği, bunun için spor toto teşkilatıyla da sponsorluk anlaşması sağlandığı bile duyuruldu.
Bunun üzerine okulun acele bir kararla Gelemen’e taşınmasına karar verildi.
Adı Tarım Lisesiydi ne de olsa.
Ve fakat
Adı ‘Tarım Lisesi’ olsa da, o okulda patates, soğan yetiştiricileri eğitilmiyordu.
Atakum Tarım Lisesi, veteriner sağlık teknisyeni yetiştiren ülkemizdeki iki okuldan biridir.
Okulun taşınmasıyla ilgili karara öğretmenleriyle birlikte öğrenciler uzun süre direndiler.
Velilerin de desteğiyle, öğrenciler, bu kararı okulun bahçesinde kurulan çadırda uzun süre protesto etmiş olsalar da, Samsun Valiliği sonunda binayı boşalttı.
Protokol caminin oraya yaptırılmasından vazgeçildi ama Valilik binayı yeniden okula vermemek için uzun süre direndi.
Konu mahkemelere taşındı.
Ancak uzun süren yargılama soncunda mahkeme ‘’O bina tarım lisesinindir ve öyle kalacak’’ diye hüküm verince bir anlamda Valiliğin de direnci kırılmış oldu.
Bu büyük bir zaferdir.
Bu zaferin kazanılmasında başta okul aile birliğinin Eski Başkanı Nihal Gürpınar olmak üzere, Mehmet Kemal Şener, Atakum Kent Konseyi Başkanı Dr. Murat Erkan ve Mimarlar Odası Samsun Şube Başkanı İshak Memişoğlu ile birlikte çok kişinin katkısı olduğunu biliyorum.
Bu hukuk mücadelesiyle Samsun’da yanlış olduğuna inanılan bir uygulamanın önüne geçilmiştir.
‘’İnanmak başarmanın yarısıdır’’ diye söylenir.
Bu mücadeleyi verenler, camiye karşı çıktıkları gerekçesiyle dinsizlikle suçlanmak gibi bir tehlikeyle karşılaşma riskine rağmen, doğru bir iş yaptıklarına olan inançlarından asla sapmadılar.
Ve sonunda bu büyük zaferi kazandılar.
Kararın, zehir kusan bacaların söndürülmesi gibi Samsun’daki yanlış işlerin önüne geçilmesi için verilen diğer mücadelelere de örnek olmasını dilerim.
Zafer hukuka inanların olmuştur.
Kutlu olsun Samsun