Demokrasi tarifi yapacak değilim.
Ama en büyük erdemi şudur:
Yasal bir engel yoksa ve yaşı da uygunsa herkese seçme ve seçilme hakkı tanır.
Bu sistemin bilinen en kısa tarifi de böyle yapılır.
Aday olmak için icazete gerek yoktur yani.
El verme yöntemi ancak tarikatlarda olur.
Demokrasi bunu kabul etmez.
Yusuf Ziya Yılmaz mesela 3 dönem Samsun Halkının oylarını alarak seçilmiş bir siyasetçidir.
Başarılı olup olmadığı başka bir tartışma konusu.
Yusuf Ziya Yılmaz’ın miadını doldurduğuna inananlardanım.
Yener Cabbar’da yazmış dün.
Neden aday olmaması gerektiğini ironik bir dille anlatmış.
Güzel bir yazıydı bir solukta okudum.
Ben de “Aday olmasın” derim mesela.
Ama bu Yusuf Beyin bileceği bir iştir.
Ben, sen, o hatta Başbakan karar veremez buna.
Bir siyasetçinin kaderi, kudretli birinin elinde bulunuyorsa, buna demokrasi denilebilir mi?
Bu hal ve tavrı ben siyaset anlayışıma sığdıramam.
Böyle bir durumu içime sindiremem.
Yusuf Ziya Yılmaz’ da isterse eğer bu yarışta olabilmelidir.
Ona inanan ve oy verecek binlerce kişinin olduğuna inanıyorum.
Yusuf Beyin siyasi yaşamına ipotek konması sadece Yusuf beye yapılmış bir haksızlık ta sayılmaz.
Ona oy vermeyi düşünen ve Yusuf Bey’i Başkan olarak görmek isteyen binlerin de iradesine ipotek koymak anlamına gelir.
Şu soruyu sormak isterim kıt aklımla.
Ne zaman öğreneceğiz demokrasinin erdemlerini biz.