İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Samsunspor'un Başkanı Yüksel Yıldırım hakkında kendisini, ailesini ve emniyet teşkilatını küçük düşürücü ifadeler kullandığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuş.
Konuya yüzeysel bakıldığında, ''İçişleri Bakan'ı haklıdır'' diyebiliriz.
Samsunspor Kulübü tarafından yapılan açıklamada Yüksel Yıldırım, yanlış anlaşıldığını söylese de taraflı, tarafsız herkes aslında Yüksel Yıldırım’ın ne demek istediğini pekala anlamıştır.
TFF 1. Lig maçlarında haftalardır bir rezillik yaşanıyor.
Bunu sadece Yüksel Yıldırım’ın gördüğünü ve rahatsız olduğunu mu sanıyorsunuz.
Samsun'da oynanan Samsunspor Giresunspor maçına bile Samsunsporlulardan çok Giresun'dan gelenlerin alındığını biz gördük de federasyon temsilcilerinin görmediğini sanmıyorum.
Bir, Cumartesi günü maçların oynandığı Giresun ve Adana'daki stadyumlara bakın, bir de Samsun'daki stadyuma.
Sözüm ona 'Tam Kapanma' dönemindeyiz.
Adana ve Giresun'daki statların önü ana baba günü gibiydi.
Adana Valiliği stadyuma gelenler hakkında adli ve idari soruşturma açıldığına dair açıklama yapmış.
Bi güldüm, bi güldüm ki sormayın.
Bu arada Adana Valisine sormak da isterim.
Tam kapanma uygulaması varken, o kadar insan stadyuma nasıl geldi?
Arabalarıyla üstelik.
Kağıt toplayan garibana binlerce lira ceza kesen polisimiz, o kadar insan üstelik arabalarıyla stadyuma gelirken, gözlerini mi yumdular acaba.
Türkuaz renkli basın kartımıza ve arabamızın camındaki nal kadar basın trafik kartına rağmen, biz stadyuma giderken her noktada durduruluyorken, Adana stadının önündeki araçlar oraya ışınlanarak gelmiş olamazlar değil mi?
Maçta yaşanan rezillik de cabası.
Maç 1-0’ken Balıkesir takımının buz gibi golünü veremedi hakemler.
Kötü oynadıklarını söyleyemem ama Adana Demirspor'a bir sihirli değneğin değmiş olduğunu da söylemeliyim.
Rahmetli kayınvalidem ''Kimin bir yeri ağrır, o bağırır'' derdi.
Bir Samsunspor'a reva görülen muameleye, bir de Adana Demirspor'a reva görülenlere bakıyoruz.
Bütün bunlara bakarken bizim canımız yanıyor da, Samsunspor için çuval dolusu para döken Yüksel Yıldırım'ın canının yanmadığını düşünmek insafsızlık olur.
Bir taraftan da aklıma ''Bütün bunlar nasıl oluyor?'' diye de deli sorular takılıyor.
Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak'ın ekonomik gücüne Yüksel Yıldırım dahil Samsun'da bir çok kişi ulaşabilir ama siyasi gücüne Samsun'da kimsenin ulaşabileceğini sanmıyorum.
Spora siyaset karışırsa, bu durum sadece bizim için değil, ülke için bir felaket olur.
Ki;
Bunun aksini de kimse inkar edemez.
''Yüksel Yıldırım yalnız değildir''
Yazımın başlığı da böyle.
Güzel söz.
Samsun'da birçok kişi aynı şeyi söylüyor.
Sanırım Yüksel Yıldırım'ın da gönlünü hoş etmiştir bu söz.
Öyle mi sahiden!
Yüksel Yıldırım'ın Samsunspor için büyük fedakarlık yaptığını biliyoruz.
Bu nedenle yalnız bırakmamak boynumuzun borcu gibi bir durum olmuştur ama Samsun halkı, ''Samsun'un değerlerine ve de özellikle Samsunspor'a ne kadar sahip çıkabiliyoruz?'' diye sormalı da kendilerine.
Caddelere bazı esnaflar tarafından asılan Samsunspor bayraklarıyla takımımıza sahip çıktığımızı sanıyorsak, sadece kendimizi kandırırız.
Samsunspor'un maçı olduğu gün, dört büyük kulübün takımları tarafından alınan sonuçları konuştuğumuz sürece, Samsunspor günümüzde yaşananlar gibi haksız uygulamalara daima maruz kalacaktır.
‘’Yüksel Yıldırım yalnız değildir’’ demek güzel ama yetmez yani onu demek istiyorum..