Yine Yeniden Üç Ayrı Enflasyon

Mart ayı enflasyon verileri açıklandı.

TÜİK ve ENAG arasındaki veri farkı ''Hangi veri daha doğru?'' şeklinde soruyu bir defa daha sordururken, kafalar bir kez daha karışmış oldu.

TÜİK Mart ayı enflasyonunu aylık bazda 2,46, yıllık ise 38,10 olarak duyururken, ENAG ise enflasyonu aylık bazda yüzde 3,91, yıllık ise yüzde 75,20 olarak açıkladı.

Buna karşın İstanbul Ticaret Odası (İTO)' da, Mart ayı enflasyon verilerine açıkladı.

İTO'nun açıklaması şöyle:

"Toptan fiyat hareketlerini yansıtan ve 2025 Şubat ayında yüzde 2,33 oranında artan Toptan Eşya Fiyatları İndeksi 2025 Mart ayında yüzde 2,30 oranında artmıştır.

2025 Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı yüzde 33,17, yıllık ortalama değişim oranı ise yüzde 46,12 olmuştur.''

Elimizde üç ayrı veri var.

Hangi veriye inanalım bilemiyorum.

Aldığım terbiyeye göre devletin kuruluşu TÜİK'e inanmam gerektiğini biliyorum ancak, doğrusunu söylemem gerekirse, verilerini oluşturduğu ürün sepeti konusunda mahkemelik olan kurumun verileri, bana da, ''Hangisi doğru acaba?'' şeklindeki soruyu sordurmaya devam ediyor.

Serde emeklilik de var.

Ki;

Emekli maaşları da enflasyon verilerine göre ayarlanıyor biliyorsunuz.

Bu nedenle, gönlümden ''Keşke ENAG verileri dikkate alınsa'' dediğim anlar olmuyor değil hani.

Zira TÜİK verileriyle ENAG verileri arasında yarı yarıya bir fark var.

Kaldı ki;

Emekli maaşları da erimeye davam ediyor.

TÜİK'in verilerine göre, memur ve memur emeklilerinin maaşlarına yansıyacak üç aylık enflasyon farkının yüzde 9, SGK emeklilerinin maaşlarına yansıyacak üç aylık enflasyon farkının ise yüzde 10 düzeyine olacağı hesaplanıyor.

TÜİK ve ENAG verileri arasında yarı yarıya fark olduğu için de bir emekli olarak ENAG verilerinin dikkate alınmasını dilemek kadar doğal bir yaklaşım olamaz sanırım.

Ramazan ayından çıktık biliyorsunuz.

Bayram da geride kaldı.

Ki;

Bin liralık zamla 4 bin liraya çıkan bayram ikramiyeleri, yasal düzenleme zamanında yapılmadığı için üç bin ve bin lira olmak üzere iki taksitte ödenmişti.

Bu arada Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu tarafından açıklanan Mart ayı verilerine göre, asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını ortaya kondu. Araştırmada ayrıca, Mart ayında açlık sınırının bin 500 TL artışla 25 bin720 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 2 bin899 TL’lik artışla 78 bin230 TL’ye yükseldiği belirtildi.

Buna göre, asgari ücretli bir çalışanın yalnızca yılın ilk üç ayındaki gelir kaybı 3 bin 622 TL’ye yükselmiş oldu

Sendikanın hesabı böyle yani.

14 bin 669 liralık en düşük emekli maaşı zaten asgari ücretin çok altında kaldı.

Ortalama bir emekli maaşı da asgari ücret seviyelerinde seyrederken, 3 bin 622 lira olarak hesaplanan, asgari ücretteki üç aylık kaybın bir anlamda, 4 bin lira olarak ödenen emekli ikramiyesinin de aslında buharlaşmış olduğunu anlatıyor aslında.

Bu arada enflasyonun düşmekte olduğu iddia ediliyor ya.

Görece bir düşüş var elbette.

Keşke enflasyon sıfır düzeyinde olsa!

Hatta eksi enflasyon oranları görebilsek keşke

Ve fakat.

TÜİK verilerine göre bile yüzde 38,10 olarak açıklanmış veri bile, fiyatların bir yıl içinde yüzde 40 dolayında arttığı anlamına geliyor.

Pahalılık sürerken,  maaşlardaki erime de devam ediyor.

Cüzdanlarda yangın henüz sönmedi yani.