Yusuf Ziya Yılmaz, Samsun’da, ikinci kez Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğunda halka “Bir tersane yapılacak ve 17 bin kişiye iş imkanı sağlanacak” diye neredeyse her yaptığı konuşmada söz veren Yılmaz hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunan oldu mu?
O günden bu güne kadar oldu mu suç duyurusunda bulunan?
Hangi konuda mı?
“Halkı yanılttığı ve konuşmalarında yalan beyanda bulunduğu” konusunda.
Böyle bir suç var mı?
Orasını ben bilmem.
Ancak vatandaşı aldatmak suç olsa gerek.
Aradan yıllar geçti ancak Samsun’a halen bir tersane yapılıp 17 bin işçiye iş verilemedi.
Hatırlıyorum da o bölgenin tersane olabilmesi için en fazla uğraş verenlerden birisi de bu dönem milletvekilliği sona erecek olan, eğer tüzük değiştirilmezse tabi, Cemal Yılmaz Demir’di.
Yusuf Ziya Yılmaz Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ne kadar söz verdiyse Samsun halkına aynı şekilde Cemal Yılmaz Demir de söz vermişti.
Şimdi gelelim muhalefet partilerini yönetenlere.
Sizin aklınızdan hiç geçmedi mi Yılmaz’ı “Vatandaşı aldattığı” gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığına şikayet etmek?
Hakkında suç duyurusunda bulunmak, hiç mi aklınıza gelmedi?
Belki de “Yılmaz Ak Parti’den aday gösterilmezse bizim partiden gösterip seçimi kazanırız” diye düşündünüz.
Öyle ya belediye seçimini kazansanız milletvekili seçimlerinde liste başı olurdunuz, öyle değil mi?
Hadi şimdi gelin bakalım.
Önümüzde milletvekilliği seçimleri var.
Muhalefet olarak yerel yönetim seçimlerini de kaybettiniz, hatta hezimete uğradınız, halen milletvekilliği seçimlerinde aday olmayı düşünüyor musunuz ve de ilk sırayı alacağınıza inanıyor musunuz?
Alın size bir sakız çiğreyin işte:
Yılmaz hakkında “Vatandaşı aldattığı” gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunun, belki bu yolla gündeme gelir, sondan da olsa listeye girebilirsiniz…
Benden hatırlatması…
DEVLETİN ORADAKİ YATIRIMI NE OLACAK?
Tersaneden başlamışken devam edelim.
Sözüm ona Samsun’a tersane kurulacak, 17 bin kişiye iş sağlanacak ve orada gemiler yapılacaktı.
Ancak yer seçimi hatalı olduğundan, orada bir de mendirek yapılması gerekiyordu.
Çünkü yapılan gemiler başka türlü denize indirilemezdi.
50 milyon doların üzerinde yara yatırıldı oraya ve o mendirek de yapıldı.
Hem de saçı bitmemiş yetimin hakkı olan paralar bunlar.
Kimse cebinden yapmadı o yatırımı.
Sahi ne oldu oradaki mendirek ve liman?
Boş mu duruyor?
Bari verin birilerine de gemi sökümü mü yaparlar, gemi mi yanaştırıp tahmil tahliye işi gerçekleştirirler hiç olmazsa işe yarasın birader…
DÜĞÜN MAGANDALARI
Bölgelerarası folklor yarışması düzenlenmiş.
Finale, Karadeniz horon ekibiyle Ege zeybek ekipleri kalmış.
Ve yarışmayı, zeybekler kazanmış.
Karadenizliler duruma çok bozulmuş.
Temel yenilginin nedenini açıklarken “Biz oynarken çok acele ettuk” demiş ve eklemiş:
“Keşkem biz de zeybekler gibi düşüne düşüne oynasayduk....”
Bu fıkra, düğün magandaları konusundan geldi aklıma.
Ben sanırım yazı yazarken hiç düşünmeden hareket ediyorum.
Aklıma geleni yazıyorum.
Hâlbuki düşüne düşüne yazmam gerekiyor.
Düğünlerdeki şu maganda işine takıldım.
Eline silahı alan basıyor tetiğe, sonrası malum…
Polis veya jandarma, güvenlik birimleri buna bir önlem alabilir mi?
Elbette.
Kesin çözüm düğüne silahlı gelinmesini önlemek, halka bu bilinci vermek.
Veya silahla gelen olursa da düğün alanına girişte üzerlerini arayıp silahla girmelerini engellemek.
Birileri çıkıp “Bu iktidar döneminde düğüne gelenlerin üzerleri aranıyor” diye yaygara mı yapacak?
Varsın yapsın birader, insanlar ölmesin de…
Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içinden bir başka ülkenin silahlı güçleri geçiyor, tezkere çıktı geçip giderler deniliyor, “Nasıl da alıştığımız” düşünülmüyor ya…
İşte öyle insanların üzerlerini ararsanız da birkaç düğün sonra alışırlar, alışırlar…
GÜNÜN SÖZÜ
Kral da, dilenci de aynı iştahla acıkırlar. Montaigne