Samsun'a hizmet etmekten her zaman büyük onur duyduğunu belirten milletvekili Yılmaz, şöyle konuştu; "Yüreğimde bu kente, insanlarına karşı büyük bir sevgi var. Bu sevgi bizleri daha çok çalışmaya, hizmet etmeye yönlendirdi. Kentimizin daha ileri gitmesi için çok büyük mücadeleler verdik. Şehrimizin örnek gösterilen kentler arasında olması, aziz halkımızın memnun bir şekilde kentimizde yaşam sürmesi için azami özen gösterdik. AK Parti iktidarının ortaya koyduğu büyük vizyonu şehrimizin her alanına yansıtmaya çalıştık. Çok şükür, Samsun şuan örnek gösterilen kentler arasında. Kentimizin de kazanımlarını el ele vererek korumamız gerekir.”
Bu söylemler tamamen gerçektir. Ancak sözler ağızdan çıkarken insanlar kendi icraatlarını da düşünmeli, geriye doğru bakıp “ben ne yaptım” diye sorgulamalı. Sayın Yılmaz şu soruya cevap vermeli: “Ben neden çiftlik caddesini kapattım, neden çarşı AVM kurdum, yaptığım işler yanlışmıydı da benden sonra gelen Partimin Belediye Başkanı Demir en önce Çiftlik Caddesine dalıverdi. Acaba Demir “Yılmaz’ın yaptığı yanlıştı” mı demek istemişti?
Şimdi sıra Yalı Kafe’ye geldi ve uygulandı. Atakum’un bir mekânı daha kapanmış oldu. Neden? Yılmaz döneminde yapıldığı için mi? Aynı partinin iki üyesi yaptıkları işleri yıkacak kadar birbirlerini çekemiyorsa AK Parti’nin sonunun iyi olmadığını her canlı gibi doğup büyüdükten sonra yaşlanacağı ve öleceğini düşünmek gerekir ki, AK Parti de dördüncü evreye yani ölüm yoluna girmiş demektir.
Mezarlıkların kapısında, yaşarken unutmamamız için bir yazı vardır genellikle ve o yazı şöyledir: “He Vanlı ölümü bir gün tadacaktır.”
SEYYARLARA DOKUMAYIN
Türkiye’de yıllardır seyyar satıcılar tartışması sürüyor, bir yer bulup orada toplanmaları sağlanmalı da deniliyor, bırakın millet ekmeğinin parasını kazansın da. Ancak yıllardır da Samsun’da zabıtalarla seyyarlar arasında bir kovalamacadır da var.
Samsun’da alt belediyeler ve üst belediye bu soruna bir türlü bir çözüm bulabilmiş değil. Halen sokak aralarında kamyonetlerle dolaşıp ellerinde megafonla bağıranlar var. Patates, soğan satıyorlar, son zamanlara sarımsak da girdi devreye.
Bırakın kardeşim zaten salgın nedeniyle insanlar sokağa çıkmaktan korkuyor, hiç olmazsa seyyarlar evlerine kadar ürünleri getirmiş oluyorlar. Yiyeceği e giyeceği getiren market görevlisiyse “buydun geçin” seyyar ise “yapamazsın” bu nasıl bir mantıktır ki garibanın çalışıp çabalamasının yolu hep sermayeye akıyor. Yoksa yönetenler bunun böyle olmasını mı istiyorlar?
GÜNÜN FIKRASI
Ankara'da, adamın biri işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. Bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıkladığını görür ve camını açar.
-Ne var, ne olmuş acaba???
-Teröristler Başbakan'ı yakaladılar. Eğer bir milyar verilmezse üzerine benzin döküp yakacaklarmış!
Haa, şimdi anladım bu trafiği...
Yaa, işte onun için herkesten biraz yardım topluyoruz.
İnsanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
Valla, yaklaşık olarak 5'er litre...!!!
GÜNÜN SÖZÜ
İsterseniz yanlış düşünün, ama her durumda kendi kafanızla düşünün. (Doris Leasing)