Yerel seçim yaklaşırken..

Yazarlar // 22 Nisan 2013 Pazartesi 07:16

İsmail BAŞARAN

Demokratik Sol Parti (DSP) bir zamanlar Türkiye'de birinci parti oldu ve koalisyonla birlikte hükümet de kurdu.
O zamanlar bu partinin binası dolup taşardı.
Şimdilerde ise durum farklı...
Bırakın parti binasının dolup taşmasını kapısı bile açılmıyordu.
Samsun'da bu önceki güne kadar böyle sürmüştü.
Uzun zamandır açılmayan o kapının açık olduğunu gördüm.
Kapıdan içeriye girdim.
Baktım kravatlı bir kişi elinde toz bezi temizlik yapıyor.
Masaların üzerindeki tozları alıyor, yerleri temizliyor.
"Başkan Oktay Ergör yok mu" diye sordum.
"Başkan ben oldum" diye cevap verince nasıl bir pot kırdığımı öğrendim.
Sonradan öğrendim ki başkanın adı Dursun Güney'miş.
Helal olsun vallahi.
Bir siyasi partinin il başkanı mekânın temizliğini kendisi yapıyorsa, erinmiyor ve utanmıyorsa, bu siyasi partide iş var mı yok mu bilmiyorum da o siyasi partiye gönül verenlerde iş var kardeşim.
Gelelim Dursun Güney'in parti binasının temizliğini neden yaptığına.
Konukları gelecekmiş o gün.
MHP'liler kendilerini ziyaret edeceklermiş.
Öyle ya gelecek olan konuğa değer vereceksin ki yarın gittiğinde sana da bu değeri göstersinler.
Peki, dün DSP İl Binasının kapısı açık mıydı?
Evet, en azından açılırken ben gördüm.
Kapısı açık olan mekânın ziyaretçisi ve devamlı geleni de olur...
Dedim ya seçim yaklaşıyor.
Artık siyasi partilere gelenler çoğalır.
Bu gelenler içinde de "Beklenti içinde olanlar" sanırım başı çekerler...

VATANDAŞ BASKIYA BOYUN EĞİYOR MU?
"Milliyet yazarları seçim bölgelerinde" şeklinde bir yazı dizisi vardı.
Yıl 1983.
Milliyet'te çalışıyordum ve görevim gereği seçim bölgelerinden Zonguldak'a gitmiştim.
Siyasi partileri dolaşıyordum.
Seçime az bir süre kalmıştı.
Ekim ayının başlarıydı.
Siyasi partileri dolaşırken sıra Milliyetçi Demokrasi Partisi'ne (MDP) gelmişti.
Randevulu gittiğim için il başkanı beni bekliyordu. İçeri girdim, partililer salonda oturuyorlardı.
Başkan'la görüşmeye girmeden çaycının yanına uğradım, bir çay aldım içerken sordum:
"Günde kaç çay dağıtıyorsun?"
"Elli kadar" diye cevap verdi çaycı.
"Bu bina daha önce ne binasıydı?" diye sordum bu kez.
"Adalet Partisi'nin il başkanlığıydı, ben o zaman da yine burada çaycılık yapıyordum" diye cevapladı bu kez soruyu.
Yine sordum:
"O zaman günde kaç çay dağıtıyordun?"
"Beş yüzü buluyordu..."
!!!!!!
Emekli General Turgut Sunalp'ın genel başkanı olduğu ve seçimden kısa bir süre önce ihtilal lideri Kenan Evren'in adres gösterdiği Milliyetçi Demokrasi Partisi'ne (MDP) iktidara gelememişti.
Neden?
Çünkü bu millet baskıya boyun eğmiyordu...
Gelelim bu anımı neden anlattığıma...
Valla ben de pek farkında değilim.
Olsa, olsa akil adamlar vasıtasıyla insanlar üzerinde kurulmak istenen baskı nedeniyledir.