Yazarlar // 1 Ocak 2015 Perşembe 00:00
İsmail BAŞARAN
Önce Meşrutiyet’in nasıl bir idare olduğuna bakalım.
Nedir Meşrutiyet ve sözlükler nasıl tarif eder Meşrutiyet’i?
Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimi Olarak Meşrutiyet:
Hükümdarlıkla yönetilen bir ülkede hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan hükümet biçimi…
İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimi Olarak Meşrutiyet:
Hükümdarla yönetilen bir ülkede hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetiminde dayanan hükümet biçimi.
Sosyal Bilgiler Terimi Olarak Meşrutiyet:
1- Hükümdarlıkla yönetilen bir ülkede hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan hükümet biçimi.
2- Osmanlı Devleti'nde 1876 Anayasasıyla başlayan ve 1918 Mondros Mütarekesine kadar süren, I. ve II. Meşrutiyet dönemi adlarıyla anılan süre.
Tarih Terimi Olarak Meşrutiyet:
Hükümdarla yönetilen bir ülkede, hükümdarın ya da bir başbakanın başkanlığı altında bir hükümetin ya da yasaları yapan seçilmiş bir parlamentonun bulunduğu yönetim biçimidir. Kısaca parlamenter krallık olarak da nitelendirilebilir.
Osmanlı tarihinde iki Meşrutiyet idaresi vardır.
Vardır da Türkiye Cumhuriyeti kurulurken ve kurulduktan sonra çok partili döneme geçişe kadar olan bölüm de Meşrutiyet olarak adlandırılır.
Bu adlandırmayı yapanlardan birisi de Mahmut Goloğlu’dur.
Mahmut Goloğlu'nun Milli Mücadele Tarihi dizisinin üçüncü kitabı olan Üçüncü Meşrutiyet, Milli Mücadele'den Cumhuriyet'e uzanan sürecin ana dönüm noktasını, Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu ve ilk dönemlerini inceliyor.
Üçüncü Meşrutiyet, Erzurum ve Sivas Kongrelerinin yarattığı ivmenin, yurt çapında bir harekete dönüşme sürecini Büyük Millet Meclisi'nin ilk yılı ekseninde inceliyor.
İstanbul hükümetlerinin tutumlarından Meclis-i Mebusan'ın işgal kuvvetlerince dağıtılmasına, yeni bir meclisin Ankara'da toplanması kararından mebusların Anadolu'nun kalbindeki bu küçük kentte buluşmalarına, Sevr tartışmalarından Sovyet Rusya ile imzalanan ilk uluslararası antlaşmaya pek çok olay pek çok ayrıntı yer alıyor kitapta…
Böyle bir girişten sonra gelelim günümüze.
Türkiye Cumhuriyeti’nin adı göz göre göre değiştiriliyor.
Yeni Türkiye oluyor.
Yani “Türkiye Cumhuriyeti” adından “Cumhuriyet” çıkarılıp Türkiye’nin başına “Yeni’ getiriliyor.
Getiriliyor da bu konuda muhalefetin de ne hikmetse sesi çıkmıyor…
Kısacası Türkiye’de seçilmiş parlamentonun üyeleri yeni bir düzenin getirilmesine yardımcı oluyor.
Nedir bu yeni düzen?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne dedi?
Seçilmiş hükümetin toplantısına başkanlık edeceğim, tarihi de şöyle…
Yakınındakiler ise bunun son olmayacağını dile getirdi.
Yani görünen o ki Erdoğan yine icranın başı olarak kalmayı sürdürecek…
İşte yeni düzen budur.
Yukarıda da dile getirdik, bu düzenin adı Cumhuriyet falan değil Meşrutiyettir.
Osmanlı öncesinde iki, Türkiye Cumhuriyeti’nin tek partili dönemini de saydığınızda üç Meşrutiyet yönetimi vardır.
Yeni Türkiye’nin getirilmek istendiği nokta sakın dördüncü Meşrutiyet olmasın?
Padişah kim mi olacak?
Onu da “Türkiye Cumhuriyeti’nin” adının “Yeni Türkiye” olmasına çanak tutanlar düşünsün ve de sonuçlarına katlansın…
GÜNÜN SÖZÜ
Kusuru kendisine söylenmeyen adam, ayıbını hüner zanneder... Sadi-i Şirazi