Bazı olayları aklımızdan çıkaramıyoruz, bunlardan birisi de bir siyasi partimizin liderine yazar kasa atılması olayıdır. Yıllar önce meydana gelen bu olay bugünlerde yeniden gündemde, çünkü o kasayı atan şahıs bir belediyede işe alınmış. Bu olaylardan şimdilerde bahseden yok değil mi?
Nedeni basit, yazar kasaların yazması günden güne azalıyor, çünkü yurttaşlar artık eskiden olduğu kadar alışveriş yapamıyor. Bu durumdan da işyeri sahipleri de rahatsız oluyor de satmak için aldıkları ürünlerin ellerinde kalmasından korkuyorlar. Buna rağmen kimse esini çıkaramıyor, çünkü vatandaşın üzerinde büyük bir siyasi baskı var. Mecliste kürsüye çıkan veya mikrofonu eline alan iktidara milletvekilleri sürekli ülke ekonomisinin uçmakta olduğunu söylüyor, emekli dul ve yetimlerin maaşlarından, çalışanların maaşlarına yapılacak zamlardan bahsetmiyorlar.
Bugün aldığınız bir ürünün fiyatının yarına ne kadar artacağını düşünüyoruz. Açlıktan neredeyse nefesimiz kokacak ancak ekonomi iyiye gidiyor. Milli gelirimiz artıyormuş, artıyor da bizim cebe neden yansımıyor bu artış.
Çöp bidonlarından rızıklarını çıkarmak için uğraş verenlerin, sarayda oturanların kuş sürü kuru üzüm beslendikleri bir ülkede ya geçinemiyoruz diyen vatandaş ya da ekonomi uçuyor diyen siyasetçiler yalan konuşuyordur.
SAMSUN SİYASETİ
Geçim sıkıntısından sonra biraz da Samsun’daki siyasetin sıkıntısına bakalım. CHP ilçe kongrelerini yapıyor değişimler de yaşanıyor. AK Parti’de ise gidenler gittiklerine seviniyor olmalı ki seslerini çıkarmıyor. Gelecek olanlar ise “acaba bizi de görevden alırlar mı?” korkusu aşıyor. Bunu gelmek isteyenler seslendirmiyorlar ancak durum hiç de öyle değil.
Dünün MHP’li ülkücülerinin bazıları bugün AK Parti’den ilçe başkanı seçilebilmek için çalışıyor, acaba neden? Millete hizmet için mi iktidarın nimetlerinden yararlanmak için mi bunu anlayamıyorum.
Bazı köpekler vardır, hırladıkları ve tırmaladıkları kapının önüne atılan mamaları yedikleri zaman o kapıyı beklemeye başlarlar.
Ne garip bir dünya değil mi?
GÜNÜN SÖZÜ
Anıta layık olanların ona ihtiyaçları yoktur.(William Hazlitt)