Saçma sapan bir yatırımdı.
Neymiş efendim.
Rus Oligarkları yatlarıyla Samsun'a geleceklermiş.
Samsun'da bundan para kazanacakmış.
Bunun olacağı inancıyla yapılmıştı Kurupetit'e yat limanı.
Ve fakat...
Samsun'a Rus Oligarkları ve onların milyon dolarlık yatları da gelmedi.
Sıradan Rus turistlerde.
Rus'lar için varsa yoksa Antalya.
Rus'ların ülkemizde bıraktıkları dolarla Antalya'yla sınırlı kaldı.
Keyfini Antalyalılar çıkardı yani.
Bize de Kurupelit yat Limanı kaldı miras olarak.
Kelimenin tam anlamıyla iki seksen yatan proje oldu yani.
Adı Yat Limanı'ydı.
Gerçekten yattı.
Olmayacağı, Rus'ların yatlarıyla Samsun'a gelmeyeceği belliydi aslında.
O nedenle yapılmasını istememiş, projeye başından karşı çıkmıştık.
Hani nasıl söylenir:
Sakalımız yok ki sözümüz geçsin.
O zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı, Büyük Otel'in çatı katındaki küçük salonda toplandığı Samsun'daki mutlu azınlığın temsilcisi kulüplerin temsilcilerini dinliyordu.
Onlar sakınca görmedi.
Hatta ''Büyüksün Başkan'' diye pohpohlanmış bile olmalı.
Derken projeye başlandı.
Netice itibariyle yat liman yapıldı.
Bir hataydı ama sonuçta yapıldı yani.
Bizim anlayışımıza göre yapılmış.
Yapılmıştır.
Her ne kadar yapılmamasını yapılmasından daha olumlu bulsak da, Samsun'a şöyle veya böyle, kazandırılmış bir yapının bozulmasını istemeyiz.
Yapılması hata olduğu gibi projenin kurgusunun da hatalı olduğu anlaşıldı.
Netekim.
Sonunda zemini kumla doldu.
Önceki yönetimler döneminde birkaç kez dip taramasıyla zeminde birikenler temizlendi ama Mustafa Demir yönetimi, zeminin temizlenmesi için gerekli işlemi yaptırmadı.
Limana küçük sandalların dışında deniz aracı girip çıkamıyor şimdi.
Bu nenle limanın doldurulması gündeme geldi.
Ki;
Limanı doldurulma planı geçen yılda gündeme gelmişti.
Çevrede yaşayanların tepkisi sonucu geri adım atılmıştı.
O sıralar arayan Embiya Sancak, ''Müjde, bugün Büyükşehir Belediyesi ile limanlar bölge müdürlüğü tarafından imzalanan protokol gereği, Kurupelit Yat limanı kurtarılacak'' demişti.
Embiya Sancak'ın müjdesini verdiği protokolün gereği olarak limanın kurtarılması için bir adım atılmadı ne yazık ki.
Bu nedenle şimdilerde tekrar limanın toprakla doldurulması konuşulur oldu.
Toprakla doldurulup üzeri betonla örtülecek alanın, içersinde büyük bir AVM'nin de yer alacağı ticari bölgeye dönüştürüleceği iddiaları konuşuluyor.
İddialara karşın Büyükşehir'den bir yalanlama da gelmedi henüz.
Hani ''Sükut ikrardandır'' denir ya.
Bu nedenle konuşulanlara inanıp inanmama konusunda tereddüt yaşıyorum.
Öyle yani.
Bir yanım, ''Olmaz böyle bir şey, Büyükşehir yönetimi Samsun'un sahiline kıymaz'' derken.
Bir yanımda ''Burası Samsun, olur mu olur'' diyor yani
Siz ne dersiniz.