Vatandaşın Durumu ve Siyaset

Birkaç gün önce bir muhtar arkadaşa uğradım. Samsun’da uzun yıllardan beri muhtarlık yapıyor, tam beş dnemdir işin başında. Masasının üzerinde evraklar vardı, PTT tarafından bırakılan icra evrakları ve mahalle sakinlerinin bazılarına gelen diğer evraklar. Oraya gelip gidenlerin açtıkları zarfta neler yazdığını gördüm, borcu olanlar, kefil olanlar ne ararsanız mevcut.

Bir ülkede vatandaşın ne durumda olduğunu, geçinebiliyor mu, borcu harcı var mı, kaçıncı borç evrakı olduğunu görmek için Muhtarlığa gitmeniz  ve durumu muhtardan öğremeniz gerekiyor. Siyasiler memleketin durumunu güllük gülistanlık göstermek isteseler de içinde bulunduğumuz durum hiç de öyle değl. Benim gördüğüm onbeş pyirmi dakika içinde gelenlerdi. Ve bir muhtarlıktı tanık olduğum. Samsun’da ilçeler ve köyleriyle birlikte kaç muhtar olduğunu sormadım, bütün muhtarlarda mutlaka benzeri durumlara rastlamak mümkün.

Ekonomi çok düzgün ya, geçin bu kelimeleri, Türkiye’de özellikle de gelir düzeyi düşük olanların halleri içler acısı. Ne arayanları var ne de soranları, Bazı belediyeler biraz biraz yardım yapıyorlar, cansuyu olmaya çalışıyorlar da insanlar ayaklarının üzerinde durabiliyorlar.

Vatandaşın büyükbölümünün durumu böyleyken bir de iktidar sağlık konusunda adeta dalga geçiyor. Kısaca yapılan pandemi uygulamalarının bazılarıyla insanlarla alay ediliyor. Mahalle Bakkalı pandemi nedeniyle günün böyük bölümünde kapalı ancak ne hikmetse AVM’ler ve zincir marketler açık. Virüs de çok akıllı olmalı AVM’lere uğramıyor da bakkallara  mı uğruyor? Pantolon alabilmek bir tarafa,  yırtığı söküğü diktirmeye gitmek isterseniz terzi kapalı, üç beş çorap veya iki kilot alabileceğiniz dükkan kapalı ancak AVM’ler açık.

Halk dilinde bir söz vardır: Katranı eritsen olur mu şeker, cinsini öptüğüm cinsine çeker derler ya aynen öyle işde durum. Para parayı çekiyor, eğer yatırımınız büyükse AVM’nin içindeyse işyeriniz, oraya alışveriş yapmaya gelenlerle karşılaşır ve ürününüzü satabilirsiniz.

Kısaca bu pandemi sırasında ne olursa galiba garibana oluyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da çıkıyor TV’ye açıklama yapıyor:” Salgının bu ruduma gelmesinin sorumlusu hepimiziz.”

Sayın Koca, sorumlu ben değilim, koyduğunuz kuralların tamamına uyuyorum, ancak siz vatandaşı aşılayamıyorsunuz bile. Hatta Türkiye’nin imajı deyip yurt dışına aşı yardımı yapıyorsunuz. Kendi insanını aşılayamayan Sağlık Bakanlığı  yurt dışına neden yardım eder ki bunu anlamak da mümkün değil. Aşılamayı tamamlayama, sonra vatandaşı yasaklar nedeniyle evlerine kapat ardından da içinde bulunduğumuz durumdan vatandaşı da sorumlu tut. Hadi tam kapanma yapsanıza, apamıyorsunuz değil mi? Yapamazsınız çünkü bütçede para yok, insanları evlerine kapatıp işyerlerini de kapatırsanı yardım emek durumunda kalacaksınız. Sayın Koca, bu işin suçlusu vatandaş değildir, suçlu pandemiyi ve ekonomiyi yönetemeyen sizlersiniz.

Sahi aklıma geldi, kuru soğan ve patates yardımı ne zaman başlayacak? Patates pahallı diyorsunuz, pahallı falan değil, kilosu bir lira artık el arabalarıyla mahalle ve sokak aralarında da satılıyor da alan yok. Neden Sayın Koca, neden alamıyor millet biliyor musunuz: Cepte para yok para…

GÜNÜN SÖZÜ

Dahiliğin mutlak bir sınırı vardır, aptallığın asla. (Albert Einstein)