Vatandaş Ahmet' e yasak, belediyeye serbest

Salıpazarı' nda kasaba şerifi tavrında iki polis memurunun uygulamalarına bizatihi tanık olunca, bire bir benzemese de böylesi uygulamaları bir daha görmem diye düşünmüştüm.

Yanılmışım.

Salıpazarı'nın kabadayı polisleri için Yener Cabbar'ın, durumu Samsun'daki üst makamlara bildirmesi ile gerekenin yapılacağına inanıyorum ben.

Ve fakat

Vatandaş Ahmet başına gelenerle ilgili olarak derdini kime anlatacak?

Ben, bu satırları yazarak gereği için  ilgililere durumu bildirmek isterim.

Ahmet Sağır, benim sevgili dostum. Oğlu Hasan'la birlikte Samsun Fuar alanında bir çay bahçesi işletir.

Arzum Çay Bahçesi,Samsun'un bu kategorideki en mutena mekanlarındandır ki; ben de karımı alıp zaman zaman o mekana giderim.

Bir gurup arkadaşla zaten günün belli saatlerinde orada toplanır, çoklukla Samsunspor olmak üzereSamsungündemi ile ilgili konuları konuşuruz.

Bizim için özel bir mekandır yani onu söylemek istiyorum.

Arzum Çay Bahçesinde günün her saatinde yemek servisi de açılır, burası karnınızı doyurabileceğiniz bir mekandır ayrıca.

Ramazan ayı nedeniyle iftar programı da yapılıyor bu bahçede. İki yetenekli müzisyenin icra ettiği sanat eşliğinde orucunuzu huşu içinde açabileceğiniz ender mekanlardandır Arzum Çay Bahçesi. Müzik programı iftar sonrası çay ve meşrubat yudumlarken ya da enfes dondurmayı yerken de sürüyor.

Birileri bu durumdan rahatsızlık duymuş.

Canlı müzik programı yapıldığı için karakola şikayette bulunmuş birileri.

Belliki ticari rakiplerinden biri tarafından yapılmış bir şikayet bu.

Olağan bir durum.

Önceki hafta polisler de görevlerini yapmak için gelmişler mekana.

Ve fakat

Uygulama biçimi biraz tuhaftı.

Baskın yapar gibi geldiler, halkın arasına dalarak müziğin susturulmasını istediler.

Haliyle tedirgin oldu mekandaki müşteriler.

Tutanak hazırlayan o polis ekibi sonra ayrıldı mekandan.

Cumartesi günü iftar sonrasında karımla birlikte müzik eşliğinde çay içmek için yine Arzum Çay Bahçesine gittim.

Arzum' un kapısında bir polis otosu duruyordu ve siren lambaları yanıyordu. "Bir olay olmuş galiba burada" dedim karıma.

İçeriye girince bir ekibin yine tutanak hazırladığını gördüm.

Ahmet Sağır, çok endişeliydi. Baskın yemiş gibi bir görüntü veren mekanında müşterilerinin bu durumu yanlış algılamasından endişe duyuyordu haklı olarak.

Karakola 10 adım mesafedeki bir işletmeye siren lambaları sürekli yanan bir ekip otosuyla polisin gelmesi herkesi endişelendirir.

Sahibini tanımama ve mekanı bilmeme rağmen bu durum beni de endişelendirdi.

Şöyle yapılsaydı mesela. Karakolun en fazla on adım uzağındaki mekana  iki memur elinde bir dosya ile yürüyerek gelse ve bir kenarda görevi ne ise onu yapsa, daha şık durmazmıydı sizce de.

Kim karşı çıkar böyle bir uygulamaya ki; her birimizin yasalar karşısında boynumuz kıldan incedir.

Neden, bizim polisten korkmamızı istiyorsunuz?

Bu çaba niye?

Meskun mahallerin açık alanarında müzik yayını yapmak izne tabidir. Bunu biliyorum.

Bu izni de belediyeler verir, onu da biliyorum.

Ahmet Sağır' a sordum, "Sende eksik olan ne?" diye.

Düğün salonu ruhsatı bile varmış işletmesinin. Bu ruhsat mekanında canlı müzik yaptırmaya yeter mi, yetmez mi bilmiyorum.

Ama sorarım ben. Fuar alanı meskun mahal midir?

Kaldı ki, çalınan müzik herkesin seveceği türdendi ve kaliteliydi. Yani kimse rahatsız olduğunu da söyleyemezdi.

Ayrıca şunu da belirtmelşyim, çiftliğin göbeğinde de canlı müzik programı yapılan açık hava mekanları var.

Ve yine sorarım100 metreileride Büyükşehir Belediyesine ait bir mekanda da canlı müzik programı yapılıyor. O mekana da bu şekil baskınlar yapıp tutanak tanzim ediliyor mu acaba!

Ve yine sorarım o vakit.

Vatandaş Ahmet Sağır' ın mekanına  yasak olan, Belediyenin mekanına serbest mi?

Herkes eşitse ki öyledir.

Yasaklarda da eşitlik olmalı.

Burada bir parantez açıp aslında karakol polislerini suçlamadığımı belirtmek isterim. Klasik bir deyimdir belki ama yine de söyleyeyim. Emir kulu en nihayetinde amirinden memuruna her biri.

Öyleyse anlamsız olan bu yasağın uygulamasında da bir terslik var.

Yasak kalkmalı aslında.

Olmadı; uygulama değişmeli.