Vali yardımcısı birilerini mi koruyor!

Devlet sırrı mı konuştunuz o salonda?

Sahi nedir sizi korkutan?

Birilerini korumak mı yoksa, birilerine şirin görünmek midir maksadınız?

Samsun’da “Sel” konuşacaksınız ve bunu basının duymasını istetemeyeceksiniz.

Niye çağırdınız oraya Samsun basınını o vakit.

Samsun Valiliği önderliğinde ‘Samsun’da sel sorununu’ konuşmak için çağırdığı gazetecilerin o toplantının başlangıcında fotoğraf çekiminden sonra dışarıya çıkarılmasını istemiş Vali Yardımcısı Mehmet Ali Karatekeli.

Meraklısıyız sanki biz, Vali Yardımcısı ve orada bulunan zevatın fotoğrafını çekmeye. Ne ilgilendirir bizi sizin fotoğrafınız.  Bize “Sel nasıl oldu” o lazım Beyefendi.

Siz de “Yağmur Allah’ın emri, sel de bu nedenle oldu” diyebilir ve böyle düşünebilirsiniz.

Yağmur Allah’ın emridir. Buna eyvallah, her inanan gibi biz de öyle düşünürüz.

Ama sel bir kusurun ürünüdür, bunu unutmayın.

Vali yardımcısı gazetecilerin toplantıda konuşulanları öğrenmelerini neden istemez?

Sanırım, kusuru örtme ve kusuru olanları da koruma ve kollama çabası ile yaptı bunu.

Başka türlü bir izah gelmiyor benim aklıma.

Bu kusur ve kusurlular nedeniyle milyarlarca lira zarar oluştu Samsun’da.

Unutma Ey Halkım!

Sen ve ben ödeyeceğiz o zararı.

Zarar ziyan için “Ülkeme feda olsun” da deriz bir yerde.

Ve fakat.

Bedirhan ve diğer 13 can.

Bunun bedeli çok daha ağır.

Senin benim ödeyeceğimiz bir bedel değil bu.

Can kaybının oluştuğu selde ihmali bulunanları kusurludan sayamayız biz.

Bu bir suçtur.

Suç!

Vali Yardımcısı Karatekeli, Samsun basınının içeride konuşulanları öğrenmesini istememiş ya.

Samsun’da devleti temsil eden irade tarafındean, asıl senin, yani Samsun halkının öğrenmesi istenmiyor.

Çöpler halının altına süpürülüyor bir bakıma.

Ama şu unutuluyor.

Güneş balçıkla sıvanmaz.

Suçu örtbas, suçluyu ise ifşa edilmekten korumak istemiş olabilir Sayın Vali Yardımcısı.

Ama bunu neden yaptığını Bedirhan’ın yüreği yanık anacığına anlatsın bence.

Bana değil.

Bildiniz mi Bedirhan’ın anasını.

İki çocuğu ve kocasını o bodrum katında sel suyuna kurban veren Yıldız Hanım’ı?

Ben hiç unutamıyorum o sahneyi.

Sel suyu ile dolu kör kuyuda boğuldukları için yitirdiği kocası ve iki çocuğunun cesetleri çıkarken kendisini yırtan o çaresiz kadını unutmuş olabilir Vali Yardımcısı.

Önerim; internete girip baksın izlesin o videoyu.

İzlesin ki;

Suçluları koruma saikiyle yaptığı o dünkü davranışın ne büyük bir hata olduğunu öğrensin.

Şimdi ben kendime kızıyorum aslında.

Niye o toplantıya gitmedim diye.

Şimdiki kuşağın genç gazetecileri fotoğraf makinelerini yere koyarak hareketi protesto etmekle yetinmişler.

Orada olsaydım eğer.

Salondan çıkmazdım ben. Benim kuşağımın değer mensupları da öyle.

Bir tamam eksiksiz, Vali Yardımcısının yüzüne de söylerdim bu düşüncelerimi.

Orada bir kamu yararı varsa ki; öyle. Ben salondan çıkarılma kararına hem gerektiği gibi tepkimi gösterir. hem de direnirdim.

O şartlar altında, Vali Yardımcı o toplantıyı tamamlayabilir miydi?

Onu da bilemem.