istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Uyu Samsun uyu
Yazarlar // 8 Ekim 2012 Pazartesi 08:01

İsmail BAŞARAN

Ne elim varıyor yazmaya ne dilim varıyor söylemeye.

Bir hafta geçmeden Samsun vatan savunmasına dört şehit vermiş durumda.

Ne oluyor?

Üzüntüm aşırı yüksek…

Yazıyı yazarken her an bir suç işleyebilirim.

Artık bu bile umurumda değil.

Hatta bundan sonra yazı yazıp yazmama konusunda bile kararsız duruma düştüm.

Neden mi?

Yok, tehdit falan almadım.

Yolumu kesenler aslında yazdıklarım ve TV 52’de söylediklerim için genellikle teşekkür bile ediyor.

Ya neden?

Samsunlular adına korkuyorum.

O kadar çok vurdumduymaz hale gelmişler ki…

Hafta dolmadan Samsun dördüncü şehidini de verdi vatan savunmasına.

Perşembe günü iki asker Alaçam ilçesinde, Cuma günü de Ovacık Başsavcısı Murat Uzun gözyaşları içinde toprağa verilirken, Tunceli'den gelen bir şehit haberi de adeta yürekleri yaktı…

Yaktı yakmasına da, ateş sanırım sadece düştüğü yeri yaktı…

“Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları bile cılız çıkıyor artık.

Samsunlu bu şehitlere alışıyor.

Bundan daha kötüsü olamaz.

Oysa Samsunlu, Mustafa Kemal, Ulusal Kurtuluş Savaşını Başlatmak üzere 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a ayak bastığında coşkuyla karşılamıştı kendisini.

O dedelerin ve ninelerin torunları neredeler şimdi?

Neden sesleri bile çıkmıyor?

Sizi bilmem ama ben buna alışamıyorum bir türlü…

 

SİYASETLE KİM OYNUYOR??

“Bu hükümete zıkkımın kökünü göstereceğiz.”

“At üzerinde duramayan ülkeyi yönetemez.”

Yukarıdaki sözler Süleyman Soylu’ya ait.

Yılları siyasi partisine genel başkanlık yapmıştı bir dönem.

Oraya nasıl gelmişti, kim getirmişti pek de belli değil.

Bu sözleri işte o dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için söylemişti.

Sen misin bunları söyleyen.

“Gel seni de yöneteyim” demeye getiren Başbakan Erdoğan’ın emri altına neden girdi Süleyman Soylu?

İdare edilmek için mi?

 

SAMSUN BASINI

Bir internet sitesinin yayın yönetmeni genelde Samsun basınını ve özelde ise internet basın camiasını töhmet altında bırakarak “Ahlaksız” demişti.

Demişti de ne olmuştu?

Birkaç münferit yazı…

Sonra?

Sonrası kocaman bir hiç…

Bu yazıyı yazan kişi yazısını çekmedi çekmesine de Samsun 19 Mayıs Gazeteciler cemiyeti ne yaptı?

Belki bizim haberimiz olmamıştır yaptı mı bir açıklama, kınadı mı bu yazıyı yazanı.

Yıllarımızı verdik gazeteci olabilmek için.

Meğer ne kolay gazeteci olunuyormuş.

Geçen yıllarıma yazık, yazık etmişim ben…

 

GÜNÜN FIKRASI

Fıkra Münir Özatay’dan alınmıştır…

On iki yaşındaki oğlan, on dört yaşındaki amcaoğluna soruyor:

- Abi ablam yakında nişanlanıyor biliyorsun...

- Yaz sonu nikâh varmış, bizim evde de konuşuyorlardı.

- Ben sana bir şey sormak istiyorum...

- Söyle...

- Bu nişan dedikleri ne? Evde sordum, 'Eh evlenecekler işte' diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.

- Hıııım... Zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım...

- Dinliyorum.

- Diyelim ki Şubat'ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. Sana bir bisiklet alıyorlar ve 'Haziran'da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin' diyorlar. İşte Şubat ile Haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye 'nişanlılık dönemi' deniyor.

-Haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. Peki, dokunmaya izin var mı?

- Vallahi onu ben de tam olarak bilemiyorum; binmek kesin kes yasak da, galiba ziliyle miliyle oynayabiliyorsun!..

GÜNÜN SÖZÜ

Sırtı yere geldikten sonra kazanmış olmak yalnız siyaset alanında görülür. Edgar Fause


DUVAR YAZISI

İnsanoğlu topraktan yaratılmıştır, çamurlaşır…