Avrupa Birliği'nin baskılarını gerekçe gösteren AKP, geniş yetkilerle donattığı Kalkınma Ajansları ile Türkiye'yi eyaletlere bölüyor. Vatansever aydınlar, bu projenin Türkiye'yi parçalayacak federalizmin altyapısını oluşturduğunu belirterek şiddetle karşı çıkıyorlar. Çıkıyor da bu sistem 14 yıldır Türkiye’de uygulanıyor. Nedir bu proje ve uygulanmakta olan sistem? Hatırlayalım isterseniz.
Osmanlı döneminde de dayatılan projenin uygulamaya girmesi halinde, Ankara'nın başkentliği kağıt üstünde kalacak. Bölgeler, yabancı ülkelerle direkt temasa geçebilecek ve yatırımlar için AB başkenti Brüksel'e yönelerek kaynak arayışına girebilecekler... Ülkede federalist bir yapılanmayı amaçlayan AKP iktidarı, bu yönde en önemli adımını attı. Eyalet sistemini öngören Bölgesel Kalkınma Ajansları'nın kapsadığı iller açıklandı. Kalkınma ajansları kuruldu ve de işliyor sistem. Ancak vatandaş açlıkla boğuşurken, suni gündemlerle oyalanırken, her geçen gün oluşan zamları düşünürken Türkiye’nin nasıl bölünmekte olduğunu bile unutuyor.
Avrupa Birliği'nin bir dayatmasını yıllar önce hayata geçiren AKP, hazırlarsanız Türkiye'yi 12 bölgeye böldü. Bu bölünmeye de Türkçü olarak tanınan Devlet Bahçeli yönetimindeki Milliyetçi Hareket Partisi de destek oldu. İktidar federalist yapılanmayı Bölgesel Kalkınma Ajansları adı altında gerçekleştirdi. Bu ajansların ilk planda İzmir ile Adana-Mersin'de kurulması ve yıl içinde hayata geçirilmesi gerçekleştirildi. Sonrasında Çeşitli illerde de yapıldı teşkilatlanma. Samsun’da var mı bu yapılanma, elbette var. Çünkü Samsun ilk planda tutulmuştu. Nedeni de basit, Mustafa Kemal Türkiye’yi manda olmaktan kurtarmak için Samsun’dan karaya çıkmış ve Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştı. Türkiye genelinde 12 bölgede kalkınma ajansı kurulmuştu.
O dönemde vatandaşın unuttuğu veya göremediği ir gerçek vardı. Türkiye’nin bölünüp parçalanmasının bir projesiydi bu. Adı ise Kalkınma ajansıydı. Sorarım şimdi, Samsun’daki bu Kalkınma Ajansı ne iş yapıyor, kuruluşundan bunana ne iş yaptı?
Türkiye Cumhuriyeti henüz kurulmadan Avrupa, bu sistemi Osmanlı’ya da dayatmıştı. Ancak bir Mustafa Kemal çıkmış ortaya bütün planları altüst etmişti. Şimdi yine düşünülüyor aynı sistemin kurulması ve Türkiye’nin bölünüp parçalanması fikri.
SÖYLEMEK VE YAPABİLMEK
Türkiye’nin Fransa ile arasında soğuk rüzgârlar esmeye başladı. Bu rüzgârlar da bir Fransız deyişini hatırlattı bana. Fransızlar “Başarının %5'i yapmayı bilmekten, %95'i yapabilmekten oluşur” der.
Türkiye’de içerde işlerin iyi gitmediği günlerde ne hikmetse iktidar hemen bir can simidi buluyor kendine. Son günlerde can simidi olarak da Türkiye’de iktidar ve iktidarın başı, hemen Fransız Cumhurbaşkanı’nı dolayıverdi diline. Fransız Cumhurbaşkanı ile Türkiye Cumhurbaşkanı arasında söylem açısından sert rüzgârların estiği görülüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve iktidar yanlıları Fransız Cumhurbaşkanı’nı üç günde bir dillerine doluyorlar.
Yapılan bu atarlara inanıyormuyum, elbette hayır, inanmıyorum. Sadece gündem değiştirmeyi amaçlıyorlar. İktidar bunda da başarılı olduğunu vatandaşa inandırdığını sanıyor ancak durum hiç de öyle değil. AK Partili arkadaşlar bile Türkiye’de ekonomik şartların günden güne kötüye gittiğini biliyorlar ancak seslendiremiyorlar, bunu görüyorum. Görmek için ne yamak gerekiyor, önce bakmak şarttır neyi görmek istediğinize.
Söylemler ve eylemlerin birbiriyle örtüşmesi gerekir. Bir taraftan ekonominin iyiye gitmediğini söyleyeceksiniz, diğer taraftan da bunu düzeltmenin yolunu arayacağınıza yine ekonomiyi bu duruma getirenlerden medet umacaksınız.
GÜNÜN SÖZÜ
Kaptanın ustalığı, deniz durgunken anlaşılır mı? (Lukianos)