Kendimizin pişirdiğini kendimiz yedik.
Marifetmiş gibi bununla da övündük hep.
Bunun sonucu olarak da, Karadeniz sahil şeridi boyunca yol kenarlarındaki lokantalara ''Kendin pişir kendin ye'' diye tabelalar astık.
Oysa elin oğlu..
Ki;
Elin oğlu dediklerimiz de yabancılar değildi.
Kayserili, Konyalı, Gaziantepli iş insanlarıdır.
Bizimkiler bireyci olmakla övünürken, onlar birlikte hareket etmeyi öğrenmişlerdi.
Öyle ya,
''Bir elin nesi var, iki elin sesi var'' denilmiş bir Atalar sözü de vardı.
Karadenizli bir başına bir şeyler yaparken ve farkında olmadan yerinde sayarken, ortaklık yapılarıyla devasa işletmeler kuranlar, beraber yola sıktıkları Samsunlu iş insanlarına adeta nal toplatmışlardı.
''İSO'nun bin büyük şirketleri arasına giren Karadeniz bölgesindeki işletmelerin sayısı anca Maraş bile etmiyor'' dediğimizde, bu ifadeden incinmeyeceğeyiz o vakit.
Kayserili, Konyalı ve Anteplilerle birlikte Maraşlı iş insanlarını örnek veriyorum ama burnumuzun dibinde Merzifon'daki ortaklık ruhuyla oluşan başarı hikayesi de var:
Bunu bile görmüyoruz.
Ki;
O ortaklık yapısıyla oluşan başarı hikayesi; yaratılan Sliverline markasıyla, Merzifon'u bu ülkenin Ankastre üretim merkezi yapan kültürdür.
'ın kuruluşunun üzerinden 30 yıl bile geçmemiş ama bir marka olmuş.
Bir zamanlar, bu ülkenin yedinci büyük şehri olmakla övünen Samsun'un veya Trabzon'un bu ülke insanına 70- 80 yıl boyuna sunabildiği markalarını saymaya kalksan, o sayı bir elin parmaklarını bile geçemiyor.
Bireysel kalmakla direnildiği sürece, yerinde saymaya mahkum kalınacağı da bilinmelidir aslında
Bu ifadelerimi rijit bulabilirsiniz
İncitici de gelebilir.
Bilerek seçtim o ifadeleri.
Hani ''Titre ve kendine gel'' denir ya.
Öyle yani.
Bak OMÜ kurulalı yaklaşım yarım yüzyıl oldu.
Hala Üniversite - Sanayi İşbirliği kurulabilecek mi diye konuşuyoruz.
Oysa daha dün sayılabilecek 2006'da kabul edilmiş bir kanunla kurulmuş Hitit Üniversitesi, Merzifon'da Silverline firmasıyla işbirliğini kurmuş bile.
Silverline Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Alış, Hitit Üniversitesi HUBTUAM Bilimsel Teknik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden yetkili heyeti fabrikasında ağırladıkları programla ilgili bilgi verirken, işbirliklerinin, sanayilerin teknolojik açıdan yeterli bilgiye sahip olması ve üniversitelerin sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlara yönelmesi açısından çok önem taşıdığını belirtirken ''Silverline olarak üniversitedeki bilimsel potansiyeli, sanayiye aktararak ekonomik değere dönüşmesine katkıda bulunmak istiyoruz. Bu tür iş birliklerinin üretim sistemi, Ar-ge, inovasyon çalışmaları ve ürün geliştirme açısından da bizlere katkı sunacağını biliyoruz. Aynı zamanda sanayideki deneyimimizi ve gücümüzü üniversite öğrencilerine aktararak kendilerini geliştirmelerine, teorik alt yapısını uygulama ile bütünleştirmesine yardımcı olmak ve onlara istihdam yaratmak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde de sık sık üniversite ziyaretleri gerçekleştirerek geliştirdiğimiz üniversite sanayi iş birliğini her geçen gün artırmak istiyoruz.'' demiş.
Az zamanda, büyük bir başarıya imza atılmış yani.
Bin 350 çalışanıyla ilçenin istidam yükünü taşıyan Merzifon OSB'deki en önemli işletmelerden biri olan Silverline. meslek lisesi öğrencilerini, sanayinin ihtiyaç duyduğu kalifiye eleman olarak hazırlamayı da ihmal etmiyor.
Bu amaçla Şehit Sercan Koç Çok Programlı Anadolu Lisesi ile gerçekleştirdiği iş garantisi anlaşması kapsamında 10. ve 11. sınıfı başarı ile tamamlamış öğrencilerin mesleki becerisi ve ilgisi göz önünde bulundurularak, seçilen öğrencilere fabrikadaki eğitim atölyesine girme hakkı tanıyacak.
Eğitimi tamamlayan öğrenciler ise 12. sınıfı tamamladıklarında sınava tabi tutulacak ve başarılı olanlar sertifika almayı hak kazanarak, Silverline’da işe başlama imkanına sahip olacak.
Samsun Valisi Dr. Zülkif Dağlı'nın, Samsun ekonomisinin büyümesi için kafa yoran bir bürokrat olduğu biliniyor.
Açıklamalarından Vali Beyin, Üniversite sanayi işbirliğini de önemsediği de anlaşılıyor.
Üniversite sanayi işbirliğinin 50 yılı aşkın süredir başaramamış Samsun'un önünde Merzifon örneği duruyor.
Merzifon'da Çorum'da burnumuzun dibinde sayılır.
''Nasıl başardınız?'' diye sorulması yetecektir diye düşünüyorum.