Geçen haftaydı sanırım CHP İl Gençlik Kollarına mensup gençlerin başarısını yazmıştım.
O idolojiye gönül vren birisi olarak, onların başarılarıyla gurur duymuştum.
O günkü yazımı da bu nedenle zevkle kaleme almıştım.
Günümüzün gençleri bizim gibi düşünmedikleri gibi bizim gibi de davranmıyorlar.
Ben doğruyum, ya da onlar doğru gibi bir tartışmanın içine girmeyeceğim.
Günümüz gençliğinin çoğu için lümpen yakıştırması yapanlar olabilir. Zaman zaman ben de böyle düşünmüyor değilim.
Ama aralarında idealist olanlar ve iyi eğitim alanları da kıskanarak izliyorum.
10 Ocak gazeteciler günü nedeniyle Ülkü Ocakları Başkanı Batuhan Örse ve üç arkadaşı gazeteye geldiler.
Kutlanacak bir gazeteci günü kalmamış olsa da onlar iyi niyetle gelip bize halisane duygularla “Kutlu olsun” dediler.
“Eyvallah” dedik, teşekkür ederek kabul ettik.
Peşin söyleyeyim, bu arkadaşlar 12 Eylül öncesi beni dövenlere hiç benzemiyorlar.
Bunlar “Ne işimiz var bizim sokakta” diyorlar.
“Düşüncelerimizi proje üreterek duyuracağız” diyenlerden.
Bir de şunu söylüyorlar, “Biz siyasetin ara elemanı değiliz”
“Nasıl yani, seçimlerde MHP için bayrak asmayacak mısınız, afiş dağıtmayacak mısınız” diye soruyorum.
Günümüzde bu gibi seçim çalışmalarını profesyonel ekiplerin yaptığını söylüyorlar ve “Bu arkadaşlarımın bazıları Tıp, bazıları Siyasal Bilimler ve bazıları da Hukuk eğitimi alıyorlar. Bu arkadaşları nasıl sokağa salarım” diye yanıtlıyor o sorumu.
Her şey gibi gençlik de değişiyor.
Özetle şunu söylemek istiyorum.
33 yıl önceki gibi aynı kişiler tarafından farklı görüşteki gençlere silah vererek birbirlerine kırdıramayacaklar.
Yazık oldu benim kuşağımdan binlerce gence.
Benim kuşağımı bir birine kırdıranlara lanet olsun.
Bu nedenle işte, benim gibi düşünmese de Butuhan Örs’ün niteliklerini görmezden mi geleceğim.
Bunu kendime hiç yakıştıramazdım.