Bir Büyükşehir tutturmuş gidiyoruz.
Aslında asıl hikâyeler, Büyükşehir Samsun’un küçük yerleşim noktalarında var.
Bu küçük yerleşim noktalarından birisi de Yakakent ilçesi.
Bu ilçede dün yaşanan bir olayı anlatacağım size.
Olay “Çiş” nedeniyle çıkan bir kavga…
Kavgaya taraf olan insanların isimleri benim için önemli değil.
Zaten polise intikal eden bu olayda adı geçenleri isteyen polisten öğrenebilir.
Ben önce size olayı anlatayım.
Serde gazetecilik var ya. Bir kalabalık görünce yanaşıveriyorum, bu benim kötü huyum…
Yakakent’te Merkez Camii’nin yanında bir tuvalet var, bu tuvalet bir önceki dönem ilçe belediye başkanı olan CHP’li belediye başkanı Burhan Bayrakdar tarafından yeniden düzenlendi ve kullanıma sunuldu.
AK Partili Hüseyin Kıyma’nın belediye başkanlığına seçilmesiyle de ihaleyle bir işletmeciye verildi.
İhalenin nasıl yapıldığı kaça verildiği beni ilgilendirmiyor.
Duyumlara gelince üç yıllığına ihale edilmiş. Ve yıllığı da altı bin liradan işlem görmüş.
Yani belediye “milletin çişinden” üç yılda 18 bin lira kazanacak duruma gelmiş.
Büyükşehir Belediyesi’nin neredeyse tüm gelirlerine el koyduğu ilçe belediyesi bu parayı görünce de balıklama atlamış üzerine…
İşletmeci, bir görevli tutmuş ve her kişiden önce bir lira almaya başlamış. İtirazlar artınca fiyatta yüzde elli düşürüm yapılmış ve 50 kuruşa gerilemiş.
İşletmecinin tuttuğu bu görevlinin ilk işi elbette ki gelenden gidenden çiş parası almak olmuş.
İşletmeciye burası üç yıllığına nasıl ihale edilmiş, ihalenin üç yıl yapılabilirliği varmışmış beni ilgilendirmiyor.
Bunu düşünecek olan makam Yakakent Belediyesidir.
İşletmeci burada görevlendirdiği şahsı sigortalı mı çalıştırıyor bu da beni ilgilendirmiyor.
Onunla da ilgilenecek olan çalışma müdürlüğü.
İşletmecinin çalıştırdığı bu şahsın sağlığı yerinde ki sağlık karnesi var mı o da beni ilgilendirmiyor.
Onunla ilgilenecek olan da İl Sağlık Müdürlüğü ve ilgili kurumları.
Sanırım makamını yaptırmakta olan ilçe kaymakamı da üzerine görev düşüyorsa ilgilenir bu konuyla.
Neden mi?
Çünkü dün Cuma idi…
Yani ilçenin pazarı…
Eski köyler, yeni mahallelerden gelenler çoktu.
Bayanın biri, çocuğunun çişi gelince tuvalete getirmiş.
Çocuğunu bir güzel çiş yaptırmış çıkışta da parasını ödemiş.
Çevreye intikal eden bu…
Bu sırada tuvalet görevlisinin eşi olduğu söylenen bayan, çocuğuna çiş yaptırmış bayana “Sen geçen hafta da geldin para ödemedin” diyerek saldırmış.
Alt alta üst üste, çocuğunun çişini yaptıran kadın bir güzel dayak yemiş burada.
Önce çevredekiler sonra da polis müdahil olmuş duruma.
Ben mi ne yapıyordum o sırada.
Olayı fotoğraflıyordum.
Bakmayın siz polislerin olaya şapkaları bile olmadan gitmelerine, çok acele çıktıklarından olsa gerek merkezde unutmuşlardır onları…
Yakakent’te umuma açık yerler, buraların tuvaletleri ve ruhsat konuları daha çok malzeme olacağa benziyor…
CÜNÜPLÜK DENİZDE GEÇER Mİ?
Diyanet İşleri Başkanlığı cünüplük ve deniz konusunda bir fetva vermiş.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri yüksek Kurulu Dini Soruları cevaplandırma Platformu’nda 4 Agustos’ta cünüpluk ve gusül ile ilgili 8 yeni fetva yer almış.
Bunlardan birisi “Cünüp olarak denize giren kimse gusül abdesti almış olur mu?” sorusuymuş.
Bu soruya kuruldan şöyle cevap gelmiş:
"Cünüp olan kimsenin gusül abdesti alarak temizlenmesi gerekir. Gusül ile ilgili ayette bütün vücudun iyice yıkanması emredilmektedir (Maide, 5/6). Hanefiler’e göre gusül için niyet şart olmamakla birlikte, ağıza ve burna su almak farzdır (İbnü’l-Hümam, Fethu’l-Kadir, Duru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut). Bu itibarla, denize giren kimse, ağız ve burnuna su aldığı takdirde gusletmiş olur. Bazı din bilginlerine göre ise, ağız ve burna su almak sünnettir; fakat niyet farzdır. Bunlara göre ağız ve burna su almasa bile, niyet etmişse gusül geçerli olur (Şirbini, Muğni’l-muhtac, Daru’l-Marife, Beyrut)."
Bize öğretilene göre vücutta su değmemiş kıl veya tüy dibi kalmayacakmış.
Öğretilen doğruysa şöyle bir soru da sorulabilir pekâlâ…
Denize girdiğimiz mayo su geçirmez cinsten ise ki bunlar mevcut, her kıl dibi ıslanmış olmuyor, o zaman denizde mayoyu çıkarmak gerekir mi?
Bununla ilgili bir fetva var mı?
GÜNÜN FIKRASI
Temel annesini ve babasını öldürmüş. Son celse karar verilecek hakim temele sorar
-Son bir diyeceğin var mı?
Temel;
-Acıyın bu yetime!..
GÜNÜN SÖZÜ
Doğruyu yanlıştan ayırmanın tek çaresi mümkün olduğu kadar şüphe etmektir. Ve doğru da kendisinden şüphe edilmeyen şeydir. Goblot
DUVAR YAZISI
Allah yürü ya kulum dedi, ben de arabamı sattım.