Söze gerek yok. Bugün yazmayalım, dizeler konuşsun!..
“Irak, çok mu ırak?” Sorusuna cevap arayalım.
Türkmeneli Türkmenleri gardaşlarımızın çığlığına kulak verelim!..
***
Oğuzam, Türk menem Bayatlardan Türkmenem,
Damarlarındaki asil kan, aslına çektiğin ırk menem,
Yaprağın asılı dallar, gövdeni taşıyan kök menem,
Yolunu gözleyen yar, aşkınla çarpan yürek menem,
Can içre canan bilmişem gavim gardaş, nerdesen…
Yedi koldan, yirmidört boydan gelmişem Orta Asyadan
Yayından fırlayan ok, huduttan hududa atılan mızrak,
Deli havalar soluyan kısrak gibi esmişem,
Az gitmişem, uz gitmişem, dere tepe düz gitmişem,
Kuş uçmaz kervan geçmez dağları göçebe adımlarla gezmişem,
Irağı yakın, yurdumu ırak eylemişem,
Tırnaklarımla oymuşam tortu kayaları,
Kıraç toprakları gözyaşlarımla sulak etmişem,
Kızgın tohumlar serpmişem, emek vermişem, aşa getirmişem,
Türk illerine haber salmışam gavim gardaş nerdesen…
Selçuklu şah-ı sultanlarım adım atmış otağıma,
Kapıda karşılamışam civan-ı mert erlerimi,
Başım üstünde berhudar ağırlamışam,
Musulda Zengiler, Kerkükte Kıpçaklar,
Erbilde Beg Teginliler, yiğit yatağı Atabegleri kurmuşam,
Dokuz başlı tuğlar aparmışam yad ellere,
Türkün adını âlemlere duyurmuşam,
Bayındır Kızanı torunlarımı kucaklamışam,
Bahar coşkusu Akkoyunlar gibi meralara yayılmışam,
Sultan Cined’in emaneti Şah İsmailimle pişirmişem ham yanlarımı,
Ocağımda tüten Safevi ateşiyle alev alev yanmışam
Genç Osmanlıyla açmışam Bağdatın kapısını,
Cahiliye devrini hepten kapatmışam,
Dil, din ve ırk özgürlüğüyle donatmışam halkları,
Çıra gibi aydınlatmışam kör karanlık tarihi,
Çevreme ilim, irfan, ışık saçmışam,
Derin hülyalara dalmışam gavim gardaş, nerdesen…
Ne zaman ki Türk birliğine diş bilemiş düşman,
Çapraz fişek silahıma davranmışam,
Zırnık ödün vermemişem sevgimden,
korkmamışam heç, ölümleri kuşanmışam,
Yalın ayak koşmuşam Kafkas cephelerine,
Sarıkamış harekâtına katılmışam,
Buz kesmiş yüreğim Allah-u Ekber Dağlarında,
Katmer katmer kefensiz donmuşam,
Çanakkalede etten duvar olmuşam,
Göğüs göğüse çarpışmışam Allah vekil,
Bir adım geçirmemişem gâvuru öteye,
Üst üste cansız yığılmışam.
Nasıl ki harb-i cihanlarla zayıflamışam,
Güçten kudretten düşmüşem heyhat,
Yeraltı kaya yağlarım sulandırmış ağızları,
Hemhal manda manda paylaşılmışam.
Öyle ki et ve tırnak misali ayrılmışam,
Süt kuzu yavru gibi Anadolu’dan koparılmışam
Yılanlar tıslamış, köpekler hırlamış ardımdan,
Sahipsiz kalmışam gavim gardaş nerdesen…
Lord planları tayin etmiş kaderimi,
Misak-i milli sınırlar dışına çıkarılmışam,
İtilmişem, kakılmışam, horlanmışam külliyen,
Tekme tokat yerlere yatırılmışam,
Dağ ayılarının önüne atılmışam yaralı,
Çöl develerinin hörgücüne tepe taklak asılmışam.
Türk menem demişem, Türkçe söylemişem,
Eskiyakada kurşunlara dizilmişem,
Emeğimin hakkını istemişem,
Gavurbağda linç edilmişem
Adalet beklemişem, iplere gerilmişem,
Eşitlik yeğlemişem, zab suyu kana bulanmış,
Altunköprüde ekin gibi biçilmişem.
El insaf vicdan dilemişem, zindanlara sürülmüşem,
Çığlıklarım katlimin sâlası.
Diri diri gömülmüşem gavim gardaş nerdesen…
Duy hele, kimliğim değiştirilmiş,
El-Temim olmuş Türkmen Kerkük,
Hafızalardan kazınmışam.
Baas baas bağırmışlar,
Kin kusmuşlar yüzüm barabarı,
Evimden yurdumdan göçe zorlanmışam.
Kollarım kırılmış omuzlarımdan, işkencelerle yoğrulmuşam,
Gözlerim kan çanağı, fincan fincan oyulmuşam.
Ölmem yetmemiş kâfire, ip sarılmış cesedime, sokaklarda dolaştırılmışam.
Cıncık gibi ortalığa saçılmış cism-i bedenim,
Lime lime dağılmışam gavim gardaş, nerdesen…
Beterin beteri var...
Biri getmiş, ötekiler gelmiş...
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşam...
Mavzerler çevrilmiş üzerime
Tetiklere sarılmış Puştlar
Merhamet beklerken, zulüm bulmuşam...
Böyük devletlerin böyük oyunu
Yok etmek Türk'ün soyunu
Çoraplar örülmüş
Çuvallar geçirilmiş başıma
Aslanım; kediye boğulmuşam...
Okumak yazmak yok, dilim damağıma bağlanmış,
Düşünmem, konuşmam, kızmam yasak.
Başın kaldırıp bakmak, göz ucuyla süzmek ne cüret.
Elim ayağım dolanmış, oturmam, yürümem, gezmem yasak
Taş kesilmişem gavim gardaş nerdesen…
Di gah gel,
Di gel ölem di gel,
Adına gurban olam di gel,
Alnına kanım çalam di gel,
Bayrağım göğün mavi gülü, ay yıldızım sen.
Yurdum Türkmen eli, can özüm sen.
Soyum sopum Türkoğlu, yüzüm sürdüğüm izim sen.
“Oy men ölmüşem gavim gardaş, nerdesen…”