Başbakanlığın otomobillerinden birisi, zırhlı.
İçinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan…
Görevliler, ellerine ne geçirdiyse vuruyorlar zırhlı otomobile…
Amaçları otomobilin içinde fenalaşan Başbakan Erdoğan’ı kurtarmak…
Zırhlı otomobilin camları kırılıp dönemin Başbakanı Erdoğan kurtarılıyor.
Dönemin Başbakan’ı Erdoğan’ın kurtarıldığı ne kadar sevindiriciyse, aslına bakarsanız zırhlı denilen otomobilin camlarının birkaç darbeyle kırılması da o kadar düşündürücüydü.
XXX
İstanbul’un orta yerinde, Osmanbey Metrosunun Dolapdere çıkışının kenarında bir börekçi var.
Önünde oturup çay içiyordum.
Yanımdan kâğıt topladığı arabasıyla bir genç geçerken birden yere düştü.
Kafasını yere vurmaya başlayınca ortalık kan gölüne dönüverdi.
Çevreden geçen duyarlı insanlar hemen toplanı verdi.
Genç, biraz kendine gelince ilacı olup olmadığı soruldu.
“Yok” dedi.
“Sürekli sigortalı bir işi olmadığını” belirtti.
Sonra da ekledi:
“O nedenle yeşil kartım yok…”Duyarlı insanlar hemen “orta” yaptı, herkes elini cebine attı… Birisi elli lira çıkardı, bir diğeri yirmi lira, bazısı beş, bazısı on lira verdi.İlaç alınacak alınmasına da genç ilacın adını bilmiyor.
Evde annesi var, ancak kontörü bittiğinden cep telefonu çalışmıyor…
Hemen eczaneye gidildi sara ilacı alındı, gence gösterildi, ilaç doğru alınmıştı.
Gence ilacı içirildi.
Yüzüne gözüne biraz su serpildi, genç tamamen kendisine geldi.
Birkaç çay içtikten sonra, duyarlı insanlar toplanan paradan, ilaç tutarından geri kalanı gencin cebine koydu.
Ve genç, duyarlı insanların çabasıyla ayağa kalkıp yine kağıt topladığı arabayı çekerek oradan uzaklaştı.