Türkiye Ve Et İthalatı

Yazarlar // 4 Şubat 2016 Perşembe 00:00

İsmail BAŞARAN

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in müjde olarak verdiği habere bakın:
“Bakanlar Kurulu Et İthalatını Onayladı.”
Bu haberi okuyunca ülkemi yönetenler adına utandım.
Gelmiş geçmiş iktidar ayrımı yapmıyorum, günahı ve suçu olan alsın üzerine.
Türkiye 780 bin kilometre kare dolayında toprak bütünlüğüne sahip.
Meraları, çayırları, dağları, ormanları velhasıl büyük ve küçükbaş besleyecek varlığı olan bir Ülke.
Veya ben öyle biliyorum.
Ülkemin, güneyini, doğusunu, kuzeyini, kısaca her bölgesini gezerken tanık oluyorum bu büyüklüğe ve yeşilliğe.
Buna rağmen Ülkemde et ithali Bakanlar Kurulu tarafından serbest bırakılıyor.
Neden?
Çünkü ülkemde yeterli miktarda inek, öküz ve davar kalmamış.
O nedenle et eksikliği çekiliyormuş.
Fiyatların yükselişini önlemek için de et ithal ediliyormuş.
Ot, saman kalmamış besicilik ölmüş.
Ülkemde yeteri miktarda öküz, inek ve davar yoksa, bunun suçlusu besicilik politikalarını organize eden Bakanlık değil mi?
O bakanlığın başında bugün kim var?
Faruk Çelik.
Merak ediyorum, ülkemin saman ve ot öküz ve inek ithal edecek durumdan kurtarılması için çalışmalar yapılıyor mu, yapılıyorsa eğer sonuçları ne zaman alınabilir?
Eğer böyle çalışmalar yapılmıyorsa, bizler de bir araya gelip Türkiye’yi yönetecek bakanları ithal etsek mi?

İKİ TEL; BİRİ CAMBAZIN BİRİ BOMBANIN
Yine Bakan Faruk Çelik, sözüm ona ekmek fiyatlarının yüksekliğinden bahsedip fiyatların 61 kuruşa indirilmesini falan istemiş.
Alın size Türkiye’de bir tartışma konusu.
Fırıncılar ayrı konuşturuluyor, vatandaş ayrı konuşturuluyor.
Et ve ekmek için insanlar konuşturulup “Millet Cambaza Baktırılıyor” gibi geliyor bana.
Vatandaş telin üstündeki cambazı seyrederken, bir başka telin ucundaki bombanın patlamasıyla polis ve askerimiz şehit oluyor.
Bizler cambazın telde nasıl yürüdüğünü ve neden düşmediğini tartışalım.
Ancak güvenlik kuvvetlerimizin ölümüne yol açan o bombaların ve silahların bulundukları yerlere nasıl ve kimler tarafından taşındığını, devletin istihbarat birimlerinin bunu nasıl atladığını tartışmayalım.

SAMSUNSPOR VE YÖNETİMİ
Sezon başında bir teknik direktörle anlaştı Samsunspor; Ümit Özat’la.
İşler iyi giderken kimsenin seçi çıkmadı.
Sonrasında işler bozuldu.
Özat bir iki kez istifa etti, yönetim kabul etmemiş.
Sonrasında taraflar bir araya gelmiş ve Özat ayrılıp gitmiş.
Şimdi şehir efsaneleri dolaşıyor.
Özat istifa edip gitmemiş meğer.
Taraflar bir araya gelmiş ve anlaşmışlar bu konuda.
Özat da imzayı atarken “Alacaklarım saklı kalmak kaydıyla” diye şerh düşmüş.
Başkan Erkut Tutu bu iddiaları cevaplandırmak zorundadır.
Samsun kamuoyu ve Samsunspor taraftarından hiçbir şey saklanmamalıdır.
O saklama kaplarındakiler nedeniyle Samsunspor’un başına gelmedik kalmamıştır.
Bu iddiaların doğru olup olmadığı açıklanmalıdır ki yarınlarda kulübün karşısına böyle bir durum çıkarsa müsebbipleri de belli olsun.
Samsunspor şimdi Engin Korukır ile devam ediyor.
Korukır ile yapılan anlaşma da açıklanmalıdır Samsunspor kamuoyuna.
Açıklanmalıdır ki şartlar bugünden bilinsin.
Sonrasında bir kol böreği de Korukır pişirip önümüze koymasın…

GÜNÜN SÖZÜ
Gençlikte Günler Kısa, Yıllar Uzun; Yaşlılıkta Da Günler Uzun, Yıllar Kısadır. Panin