istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Türkiye Cumhuriyeti’nin Geldiği Nokta
Yazarlar // 22 Nisan 2016 Cuma 00:00

İsmail BAŞARAN

Yarın 23 Nisan.
Birinci Dünya Savaşı sonrası ve İstiklal Savaşı öncesi…
10 Ağustos 1920 tarihinde İstanbul Hükümeti tarafından imzalanan Sevr Antlaşması’nın ne tür maddeler içerdiğini bir hatırlayalım mı?
“1-Sınırlar (madde 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya'nın büyük bölümü Yunanistan'a, Ceyhan-Antep-Urfa-Mardin-Cizre kent merkezleri Suriye'ye bırakılacak, İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak;

2-Boğazlar (madde 37-61): İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlarda deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletlerin donanmalarını yardıma çağırabilecek;

3-Kürt Bölgesi (madde 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecek;

4-İzmir (madde 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı devleti egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan'a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Türkiye veya Yunanistan'a katılması için plebisit yapılacak;

5-Ermenistan (madde 88-93): Türkiye Ermenistan Cumhuriyetini tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek (Başkan Wilson 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan'a verdi.)

6-Arap ülkeleri ve Adalar (madde 94-122): Türkiye savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek;

7-Azınlık Hakları (madde 140-151): Türkiye din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrimüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okullar ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Türkiye'nin bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek;

8-Askeri Konular (madde 152-207): Türkiye'nin askeri kuvveti, 15.000'i jandarma olmak üzere 50.000 personelle sınırlı olacak, Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesinde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek;

9-Savaş Suçları (madde 226-230): Savaş döneminde katliam ve tehcir suçları işlemekle suçlananlar yargılanacak;

Borçlar ve Savaş Tazminatı (madde 231-260): Türkiye'nin mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye'nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefikler arası mali komisyonun denetimine alınacak;

10-Kapitülasyonlar (madde 260-268): Türkiye'nin 1914'te tek taraflı olarak feshettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak;

11-Ticaret ve Özel Hukuk (269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek; eski eserler kanunu çıkarılacak vb.

Antlaşma bir yanda Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Portekiz, Romanya, Ermenistan, Polonya, Sırp-Hırvat Cumhuriyeti ve Çekoslovakya ile diğer yanda Osmanlı Devleti arasında imzalandı. ABD ve Rusya imza atmadılar.”

Okudunuz ve hatırladınız mı o günleri?
Yarın 23 Nisan.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş yıldönümü.
Bu yıl maalesef terör korkusu nedeniyle kutlanamıyor.
İstiklal Savaşı Mücadelesi veren Meclis’ten gele gele geldiğimiz noktaya bakın.
Türkiye Cumhuriyetini bu güne getirenlere hakkımı helal etmiyorum.

İŞTE EKONOMİK DURUMUN ÖZETİ
Av. Refik Moral bir firmanın kayyumu olarak görev yapıyor.
Önceki gün ayaküstü birkaç dakika sohbet ettik.
Cumhuriyet Meydanı’ndaki parktan geçiyordum, arasam bulamam Refik Moral da karşıdan geliyordu.
“İşte” dedi “Türkiye’nin ve Samsun’un özeti burada.”
Önce anlamadım, biraz daha açtı konuyu.
“Emekliler burada oturuyor, park yaşlılara kalmış durumda.”
Zahir, beni de orada oturan emeklilerden mi zannetti ne.
“Ben orada oturmuyordum, parktan geçiyordum” demek durumunda kaldım.
Bu kez ben aldım sazı elime:
“Kayyum işleri nasıl gidiyor, tesisler çalışıyor mu? İş sahipleri kazanıyor mu? İşçilerin durumu nasıl?”
Bu kadar soruya cevap verme yerine ekonominin ve sistemin durumunu özetleyiverdi:
“Eskiden borçla alacaklının emrindeydi, şimdi ise alacaklı borçlunun emrinde…”
Ben şöyle anladım işin özetini:
“Eğer borçlu ödemezse borcunu alacaklı sesini bile çıkaramıyor…”
Bu kayyum işi, iyi iş galiba…
Samsunspor’u da Kayyuma devretsek ulur mu?
Kimseye borcu da kalmaz takımın, yeniden yapılanır…

GÜNÜN SÖZÜ
Dört şeyi dört yere bırakın; Uyumayı kabre, Rahatı Sırat Köprüsüne, Övünmeyi mizana, Arzu ve istekleri cennete. Ebu Bekir