Kısa adı TÜİK olan Türkiye İstatistik Kurumunun, ülkemizin ihtiyaç duyduğu alanlarda, veri ve bilgilerin, derlenmesini, gerekli istatistiklerin üretilmesini, yayımlanmasını ve dağıtımını yaptığı ve bireylerden, hanelerden, işyerlerinden araştırmalar ve sayımlar yoluyla veri topladığı bilinir.
Ve fakat.
TÜİK'in en çok merak edilen açıklaması enflasyon verileri olur.
Her ayın 3 ile 5'i arasında açıklanan enflasyona dair verileri ülkede en çok tartışılan konulardan biri olur.
Ki;
Özellikle Ocak ve Temmuz aylarında memur ve memur emeklilerinin yanı sıra, SGK ve Bağ-Kur emeklilerine yapılacak maaş zamlarının oranları, Aralık ve Haziran ayları arasında altı aylık enflasyon farkına göre belirlenir.
Ve fakat.
TÜİK verileri, istatistik bilimi için söylenmiş ''İstatistik bilimi doğru rakamların, yanlış toplanmasıdır'' şeklindeki metaforu haklı çıkarırcasına, başta memur ve memur emeklileri ile SGK ve Bağ-Kur emeklilerini özellikle son yıllarda hiç bir zaman tatmin etmemiştir.
TÜİK, 3 Temmuz günü, Haziran ayı enflasyonu yüzde 71.6 olarak açıklayınca memur ve memur emeklilerinin alacağı zam oranı yüzde 19,31, SGK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşlarına yapılacak zam oranı ise yüzde 24.7 olarak belirlendi.
Bu verilen hiç kimseyi memnun etmedi haliyle.
Zira hissedilen enflasyon çok farklıydı.
Buna karşın, bağımsız araştırma gurubu ENAG Haziran ayı Tüketici Fiyat Endeksinin yüzde 4,27 arttığını ileri sürerek, yıllık enflasyonu, yüzde 113,08 olarak açıklarken, altı aylık enflasyon farkını da yüzde 41,16 olarak belirlemişti.
Bu iki enflasyon verisi arasında böylesine büyük fark ne anlama geliyor:
İşte bu çok önemli!
İki veri arasında yaklaşık olarak yüzde 75 oranında fark var çünkü.
İki veri arasında böylesi büyük fark olmasa veya TÜİK'in verileri de ENAG'a yakın bir veri olarak açıklansaydı, memur ve memur emeklileriyle SGK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşlarına yapılacak zam oranı da TÜİK'in yüzde 24.7 olarak açıklanan altı aylık ortalamaya göre değil de ENAG'ın yüzde 41.16'lık verisine göre ayarlanacaktı.
Yani maaş farkları yüzde 75 oranında daha yüksek olacaktı.
İTO'da enflasyon verisi açıklıyor biliyorsunuz.
İTO'nun verileri de hiç bir zaman TÜİK verilerine yakın olmadı.
Demem o ki;
TÜİK verileri son yılların en çok konuşulan ve üzerinde tartışılan konudur.
Şu sıralar Nasıl Bir Ekonomi'de yazıyor olsa da, 13 yıl öncesine kadar, bir dönem Dünya gazetesi çatısı altında çalıştığımız Alaattin Aktaş, her veri açıkladığında TÜİK'i eleştiri yağmuruna tutar.
TÜİK'i eleştirenler enflasyon sepetini açıklamaya davet ederler.
Bunun için mahkeme kararı bile var ama TÜİK enflasyon sepetini bir türlü açıklamaz.
Alaattin Aktaş, TÜİK'in herkseten sır gibi saklamaya çalıştığı enflasyon sepetini açıkladı.
TÜİK’in ifşa olan sepete neleri koyduğu tartışma konusu oldu haliyle.
Mesela ev kirasının 5 bin 845 liraya yükseldiğini belirtmiş TÜİK. Oysa günümüzde 5 bin 850 liraya kümse bile kiralanamaz.
TÜİK, ürün sepetine koyduğu 147 liraya satılan peyniri ve 433 liraya satılan dana etini nerede bulmuş doğrusu ben de çok merak ettim.
Alaattin Aktaş'ın açıkladığı TÜİK'in enflasyon sepeti, TV'lerde günlerdir tartışılıyor.
TÜİK Başkanı bunun üzerine bol ünlem işaretli bir açıklama yapmış.
Başkan, ne kadar ünlem işreti koyarsa koysun, bu enflasyon sepetine göre açıkladığı verilere kimseyi inandıramaz.