Yazarlar // 22 Haziran 2017 Perşembe 12:10
İsmail BAŞARAN
“Eğer yürüdüğünüz yolda bir engel yoksa iyi bilin ki o yol sizi hiçbir yere götürmez.”
Bu söz neden aklıma geldi biliyor musunuz?CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Adalet” yürüyüşüyle ilgili İktidar kanadından gelen söylemler sertleşmeye ve de neredeyse tehdide varan şekilde ifade edilmeye başlandı. İşin daha da vahimi bu yürüyüşü bazı TV’ler haber olarak bile vermiyorlar.
Bunların başında da benden bir vatandaş olarak her ay kesilen TRT payına rağmen, devletin kanalı geliyor.
Eğer TRT yanlı habercilik yapacaksa benden alınan para haram olsun.
Tabi o kararı alan ve aldıranlar helale harama inanıyorlarsa biraz düşünsünler.
1968’den bu yana tam 49 yıl oldu.
Bu süre içinde ne valilerle çalıştım.
Ne bakanlar ve başbakanların, ne siyasi parti genel başkanlarının haberlerini yaptım.
Sayılarını gerçekten unuttum.
Hiçbirisi, haberi nasıl değerlendireceğimi ve nasıl değerlendirmem gerektiğini bana söylemedi.
Yani işin özeti gazetelere müdahale etmedi. TV’lere, yayınları konusunda karışmadı.
DOĞRUYU SÖYLEMEK…
Akşamdan kalma adam, büyük bir baş ağrısı ile sabah uyanmış.
Zorlukla gözlerini açıp, yerinden doğrularak, şöyle bir etrafına bakınmış.
Komodinin üstünde bir bardak su ve iki aspirin duruyormuş.
Yatağın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve ütülenmiş.
Aspirinleri içerken, komodindeki not dikkatini çekmiş;
Sevgilim, günaydın. Kahvaltın mutfakta. Ben alışverişe çıkıyorum, erken dönerim. Seni seviyorum".
Kalkıp, giyinmiş ve kahvaltı için mutfağa gitmiş.
Bakmış oğlu oturmuş, kahvaltı ediyor. Masada da kendi servisi ve gazeteleri duruyor.
Oturmuş, kahvaltısına başlamış ve oğluna sormuş;
Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun?
Evet, dün gece saat 3'ü geçiyordu, sarhoş olarak eve geldiğinde…
Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından kustun, daha sonra da odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı.
Adam, şaşırmış vaziyette:
Anlayamadım. O zaman niye her şey temiz, kahvaltı hazır ve gazetem alınmış?
Onu mu soruyorsun. Annem seni sürükleyerek yatak odasına götürüp pantolonunu çıkarmaya çalıştığında, "Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım" dedin.
Bu fıkradan alınacak dersler olduğunu umuyorum.
Bu ülkede sarhoş bu adam gibi, yani aklı başında bile değilken doğru söyleyebilen insanlara ne kadar ihtiyaç var biliyor musunuz?
İktidar partisinden birileri çıkıyor “Türkiye’de terörün kökü kazındı” diyor.
Diyor da doğruyu söyleyip söylemediğini anlamak için şehit haberlerine bakmak yeterli sanırım.
Her gün şehit var.
Hani terörün kökü kazınmıştı?Siz, aptal yerine koyarak kimi kandırmak istiyorsunuz?Milletin artık yemediğini görüyorsunuz değil mi?Bunun somut örneği referandumdur.
AK Parti, Cumhurbaşkanı’na rağmen evet oylarını MHP ile birlikte zor geçmiştir.
O konuda çok şeyler de söyleniyor ya…
ALAÇAM’DAKİ YIKIM
Samsun’un Alaçam ilçesinde Belediye’ye ait işyerleri yıkılıyor. Hem de içindeki kiracılara yeni bir yer göstermeden.
Ne yaparsanız yapın der gibi.
Burayı yıkan Belediye yetkililerine sormak gerekir:
Siz hiç o yıktığınız binanın arkasından geçen deredeki kirliliğe baktınız mı?Baktınız da gördünüz mü?Bu ülkeye, kazandıklarının vergisini ödeyerek gelişimine katkı sağlayan esnafın dükkanlarını yıkacağınıza, o dükkanların arkasından geçen dereyi temizleyip ıslah ederek başlasanıza işe.
Aklınıza mı gelmedi, ben hatırlattım işte…
GÜNÜN FIKRASI
Temel elini beline koymuş dalgın dalgın yürüyormuş. Birinin dikkatini çekmiş. Temel’i seyrediyormuş. Temel belediye otobüsüne binmiş eli hala belinde, inmiş yarım saat yürümüş eli hala belinde. Onu izleyen dayanamamış koşup önüne geçmiş:
- Kardeşim sen deli misin?
Temel:
- Yooo
Adam:
- Hasta mısın?
Temel:
- Yoo.
- Seni iki saattir izliyorum elin belinde yürüyorsun.
Temel bakmış:
- Vay anasını karpuz düşmüş.
GÜNÜN SÖZÜ
Ne kadar bilirsen bil, bildiklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır. Mevlana