Yazarlar // 28 Ekim 2013 Pazartesi 00:00
Ragıp GÖKER
Özlü bir sözdür:
‘’Ağzı olan konuşuyor’’
Birde şunu söyler eskiler:
‘’Torba değil ki büzülsün’’
Bizim Müftü de dilinin ucuna ne gelirse onu söylüyor.
Tamam işi vaaz etmek üzerinedir. Samsun’da fetva müessesesinin başıdır kendisi ve bu işini de çoğu kere konuşarak yapar.
Ve fakat
Bazen de ne söylediğini kulağın da duyacak bu müftü efendinin.
‘’Basın beni sevmez, ben de basını sevmem’’ böyle demiş Müftümüz Hayrettin Öztürk.
Bizi sevmesini bekleyemem ben Bay Müftüden.
Ama benim onu sevmediğimi nereden çıkarıyor acaba. Tamamen önyargılı bir davranış biçimi ki: bir din adamına hiç yakışmaz bu.
‘’Beni sevmezler’’ derken Bay Müftü, şahsını kastetmiş olamaz. Zannımca, bizim din adamlarını sevmediğimizi söylemeye çalışıyor.
Benim dedem Adem Göker, 1966 yılında Hakk’ın rahmetine kavuşurken bizim köyün camiinde Cuma namazını kıldırıyordu. Dedemin vefatından sonra da camimiz imamsız kalmasın diye kısa bir süre Hacı Hafız’dan ders alan babam bir süre vekâlet etti köy imamlığına.
Yani...
Din Adamlarını severiz biz Bay Müftü.
Sana da bir önyargımız yok bilesin.
Bu durumu çok da önemsememek lazım aslında. Kim söylemiş bilmiyorum ama Mevlana’ya atfedilir ancak ben çok önemserim o sözü.
‘’Her söze itibar etmem. Önce lafa bakarım laf mı diye, sonra söyleyene bakarım adam mı’’ diye.
Ben tam öyle söylemem, zira yaşamının bir bölümünü yazmış olmama rağmen, Müftü Efendiyi çok iyi tanıdığımı zannetmem.
Adamlığına söz etmem yani onu söylemek istiyorum.
Amma velâkin.
Söylediği o söz boyunu aşmıştır Bay Müftü’nün, onu bilmesi gerektiğini söylerim.
Bunu Samsun protokolünün karşısında üstelik protokolün en başındaki Vali’nin huzurunda yapmış olması manidardır bence.
Bay Müftü Vali’nin önünde o sözü ederken neye güvendi ve kimden cesaret aldı bilemem.
Toplantıda yoktum.
Vali ve protokolümüzün diğer seçkin zevatı bu sözü ederken kendisini alkışladılar mı onu da bilemem.
Ama ben önce Vali Beyimize bir anımı naklederek, söz de söylemeden bir şeyler anlatmak isterim.
80’li yıllardı. Bülent Ersoy bir yemekli toplantıda vereceği konser için Samsun’a gelmişti.
Bülent Ersoy cinsiyet değiştirdiği için sahne yasağı vardı. O yemeğe Başta Vali olmak üzere Samsun protokolünü oluşturan kişiler de davet edilmişlerdi.
Devletin sahne yasağı koyduğu şarkıcıyı Samsun protokolü izleyecekti.
Bu bizim için iyi bir haberdi.
“Zamanın Valisi kimdi?” diye soracak olursanız. Valimiz Hüseyin Aksoy’un Kayınpederi olan Rahmetli Erdoğan Cebeci idi.
Yemeği ve dolayısıyla konseri organize edenler bundan rahatsızlık duymuş olmalılar ki, bizi yemeğin verildiği salona almak istemediler.
Biz ise ‘’Gireriz’’ dedik.
Önce salonu Vali Erdoğan Cebeci terk etti.
‘’Basının alınmadığı yerde bizim de işimiz olmaz’’ diyerek. Ardından zamanın Emniyet Müdürü Kamil Acun ve protokolümüzün o zamanki diğer üyeleri.
Salona girdik. Arbede çıktı.
Biz gazeteciler, gazetelere manşet olduk.
Şunu söylemek istiyorum.
Bizi sevmek zorunda değilsiniz.
Sevmeyin de.
Ama işinizi yapın.
Laf değil, iş üretin yani.