istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Tok'un Telaşı
Yazarlar // 24 Mart 2016 Perşembe 00:00

Ragıp GÖKER

Türk atasözlerine bayılıyorum.
Hepsi zeka ürünü.
Tıpkı şimdinin Twitter mesajları gibi
Misal,
Geçmişi kurcalamanın, bugüne bir faydası olmayacağını anlatmak için uzun uzun cümleler kurmak yerine ‘’Bıldır ki hurmalar, k….mı tırmalar’’ demiş atalarımız.
Her şeyi zamanında ve yerinde yapmak gerektiğini anlatacak en uygun cümle bu olsa gerek.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, meclis kürsüsünden yaptığı bir konuşmada Cumhurbaşkanını eleştirirken ‘’Diktatör Bozuntusu’’ demişti.
Bunun üzerine bir çok AK Parti mensubu kafileler halinde, savcılıklara başvurarak Kılıçdaroğlu hakkında suç durusunda bulunmuşlardı.
Suç duyurularına rağmen Kılıçdaroğlu, bu sözü birkaç kere daha tekrarlamıştı.
Buna karşı bazı CHP’liler ise diktatör bozuntusunun ‘diktatör bile olamamış’ anlamına geldiğini, buna rağmen o sözün hakaret olarak algılanmasına şaşırdıklarını söylemişlerdi.
Hatırlayın gençlik kollarından kadın kollarına ve partinin üst düzey yöneticilerine kadar çok sayıda partili Kılıçdaroğlu’ndan şikayetçi olmuştu.
Bir sonuç alınamadı tabi.
AK Parti mensupları bunu iki nedenden ötürü yapmış olmalılar.
Partilerinin doğal lideri saydıkları Cumhurbaşkanına sahip çıkmış olabilirler.
Liderlerine böyle bir yakıştırmanın yapılmasına da içerlemiş olmaları mümkün.
Ayrıca, bunu siyasi ikbal için yaptıklarını da düşünebiliriz.
Ama her şey zamanında yapıldığında anlamlı oluyor.
Aradan aylar geçti.
İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, o söz için üzerinden aylar geçtikten sonra dün suç duyurusunda bulunmuş.
Mehmet Aksoy bu durumu dünkü yazısında bir fıkra ile örneklendirerek çok güzel hicvetmiş.
Fıkra bu ya:
Bir Yahudi’ye kafayı takmış olan Yeniçeri Ağa’sı ‘Siz Hz İsa’yı da çarmıha germiştiniz’ diyerek Yahudi’nin üzerine yürümüş.
Yahudi ellerini açarak ’’İnsaf ağam, iki bin yıl önce olmuştu’’ diye cevap verince.
Ağa, bu defa ’’Olsun, ben yeni duydum’’ demiş.
Fıkra da olsa, geçmişi kurcalamanın kimseye bir faydası olmayacağını anlatması bakımından o diyalogların çok anlamlı olduğunu düşünüyorum.
Ama bir taraftan da Erdoğan Tok’un, o suç duyurusunu neden şimdi yapmış olduğunu anlamaya çalışıyorum.
Lidere sadakatinden zaten şüphe duymadığım için bu eylemini sadakat duygusuyla ilişkilendirmem.
İkbal için yaptığını da düşünmeme gerek yok, zira Tok, siyaseten gelebileceği en üst noktadadır zaten.
Gökdelen dikilen o arsa rantı ile ilgili iddialara adının karıştırılmasını önlemek için de bunu yapmış olduğunu düşünmeyeceğime göre, Erdoğan Tok gibi tecrübeli bir siyaset adamının, hiciv konusu olacak bu hareketi neden yaptığını bir türlü çözemedim.
Kendisi açıklar belki, kim bilir….