Bilinen bu gerçeği tekrarlamakta fayda yok belki ama olsun, yine de söyleyeceğim.
Terörün gözü kördür.
Kimi ne zaman ve nerede vuracağı belli olmaz.
Dün Ankara’da yapılacak ‘Emek, Barış ve Demokrasi’ mitingi için Ankara Garı yakınlarında toplanan kalabalığın arasında iki ayrı patlama oldu.
Sanırsın dağ başı.
Ankara ülkemin kalbi.
Başkentimiz.
Ülkemin kalbinde birileri yurttaşlarımızı havaya uçuruyor.
Şu soru hemen aklımıza geliyor:
Güvenlik güçleri ve dahası istihbaratçılarımız ne iş yapar?
Bir Anadolu kasabadaki parti mitinglerinde bile kuş uçurtulmazken, Ankara’ya ‘’Barış olsun’’ demek için gelen insanlar neden korunmaz.
Kim verecek bunun hesabını?
Bu yazının hazırlandığı sıralarda ölü sayısı henüz 86’ydı ama sayının artmasından endişe ediliyordu, zira 27’si ağır olmak üzere yüzlerce yaralı olduğu da bildiriliyordu.
Emek, barış ve demokrasiden söz etmek için toplanan insanların arasında kim, neden bomba patlatır anlamak mümkün değil.
Bu gözü dönmüş katil sürüsü masum sivilleri havaya uçurarak neyi amaçlamış olur, merak ediyorum doğrusu.
Ülkemizi kan gölüne çevirmekle tehdit eden bu katil sürülerine boyun eğmeyeceğiz elbette.
Ve asla paniğe kapılmayacağız.
Dün ülkemde “Barış” olsun gibi insani çağrıyı yapmak amacıyla toplanan çok sayıda kişi havaya uçuruldu.
Sormak isterim.
Bu kanlı eylemin kime, ne faydası oldu?
“Kürtlerde, Türklerde ölmesin” diyerek barışa çağırı yapmak amacıyla toplanan insanları havaya uçuranların eline ne geçti şimdi?
Güneydoğu bölgemiz zaten şu sıralar ateş çemberinin içinde bulunuyor.
Bölgeden şehit cenazeleri gelmesin isterim ama sivil vatandaşların ölüm haberlerini de duymak istemem.
Ölümlerin durması için barış tek çare gibi görünüyor.
Barışı yok ederek savaş çıkarmak kimsenin yararına değil, bunu anlayın artık.
Ülkemi eylemleriyle kan gölüne çevirenlere sesleniyorum:
“Kendi kanınızda boğulun”
YAŞASIN BARIŞ, YAŞASIN DEMOKRASİ