Minareyi çalan, bir şekilde onun kılıfını da hazırlıyor.
Halkın tepki vereceğini bilen ve bundan korkan derin bürokrasi, kendince halka rağmen bir yatırımı yaptırmanın yollarını buluyor maalesef.
Terme’de yapılmak istenen o termik santral gibi mesela.
Bir firma musallat oldu Terme’ye.
Biliyorsunuz Terme’de ithal kömürle çalıştırılmak üzere bir termik santral kurmak istiyor.
Ama başta Terme Belediye Başkanı Şenol Kul olmak üzere, TERÇEP (Terme Çevre Platformu) ve dahi Terme halkının bir kısmı da ‘’İstemeyiz’’diyor.
Tim Avrasya o santrali kurabilmek için ilk iş olarak, kıs adı (ÇED) olan Çevresel Etki Değerlendirme tapunu almak istedi.
Ki;
Bu türden, yani özellikle kirli yatırımlar için o ÇED raporunu almak bir zorunluluktur.
O raporu almak için de, yatırımın yapılacağı yerde öncelikle halkı bilgilendirmek gerekiyor.
Halka diyeceksin ki:
‘’Benim yatırımım size fazla zarar vermeyecek’’
Yani yatırımınızın onlara zarar vermeyeceği konusunda halkı ikna edeceksiniz.
Halkı ikna etme gereği, bir termik santral kurmanın en önemli şartı yani.
Tim Avrasya, o toplantıyı Terme’de yapamadı.
Daha doğrusu Terme halkı yaptırmadı.
O firma, ÇED raporunu bu yüzden alamadı.
Ama başta da söylediğim gibi minareyi çalacak olan, bir şekilde ona kılıf da hazırlıyor.
Bu konuda öyle bir mevzuat çıkarılmış ki, evlere şenlik.
Terme’de yapılamayan o toplantı şimdi 26 Haziran’da bakanlık bünyesinde yapılacak.
ÇED raporu resen alınmış olacak yani.
Tim Avrasya bu işin peşini bırakmıyor.
Ve fakat
Firmanın bu konuda en başından beri bir suçu yok
Onlar para kazanmak istiyor.
Firmanın sahibi Terme’de yaşamıyor, çocukları ve torunları da Terme’de yaşamayacak.
Burada asıl suçlu olan mevzuat ve o mevzuatı hazırlayan derin bürokrasinin aslında.
Tehlike o ÇED raporunun alınmasıyla da bitmiyor aslında.
Sıra arazı teminine gelecek.
Biliyorum ki Termeliler o araziyi vermek istemeyecek.
Belediye Başkanı Şenol Kul da sonuna kadar direnecek.
Ama mevzuat bunun içinde iki ay süre tanıyor. Mevzuata göre iki ay sonra yetki yine bakanlığa geçecek. Bakanlık oradaki arazileri o firma adına kamulaştırmaya başlayacak.
Kimse kusura bakmasın ama mevzuat böyle.
Şenol Kul, bu tehlikeyi biliyor ve başından beri dikkati buraya çekmeye çalışıyor.
‘’O santral yapılırsa, buraları terk edelim’’ diye de boşuna konuşmuyor.
‘’Tehlike çok daha büyük’’ diye diye bizim de dilimizde tüy bitti.
Terme halkı ‘’İstemeyiz’’ diyor ama direnmeyi de ihmal ediyor.
Başta belediye Başkanı ve TERÇEP’in birkaç gönüllüsü dışında kimsenin sesi çıkmıyor.
Şenol Kul ve TERÇEP üyelerinin, hemşerileri tarafından yalnız bırakıldığını düşünüyorum.
Terme ‘’İstemeyiz’’ sesleriyle yeri, göğü inletemiyor yani onu söylemek istiyorum.