İklim değişikliği felaketlere neden oluyor.
Bunu biliyoruz artık.
Ama neden önlem almıyoruz.
Çoğu deniz kenarındaki şehirlerde yağmur suyunu denizle buluşturamıyoruz.
Ne garip değil mi.
Dere yataklarına ev yapılamayacağını bile bile, getirip binaları dere yataklarına konduruyoruz.
Daha sonra en ufak bir yağışta, sel suyuna kapılıp gidince de.
“Yağmur yağdı böyle oldu” diyoruz.
Oysa yağmur suyu zarar vermez.
Su taşkınıdır buna sebep.
İki can yitip gitmiş Rize’de.
Yazık değil mi.
“Yağmur mu suçlanacak şimdi yine” diye düşünmüştüm ki.
Öyle oldu sahiden.
Bölgede incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Geçen hafta Trabzon'da 60-65 kilogram yağmıştı. Burada yağan yağmurun miktarı 263 kilogram. Geçen haftanın neredeyse 4-4,5 katı." demiş.
Rize zaten ülkemizin en çok yağış alan şehirlerinden birisidir.
Aniden bastırır yağmur.
Hemen hemen her gün yağış alır.
Bu defa her zamankinden biraz fazla yağmış.
Ama Nuh tufanı da değil ya mübarek
Yağmur sonuçta.
Yedi yıl önce Samsun’da da aralarında bir kapıcı dairesinde yitip giden Bedirhan gibi 13 canı kaybettiğimiz sel felaketi sonrasında yetkililerce yapılan yapılan açıklamalarda da olay “Yüzyılın felaketi” şeklinde tanımlanmıştı.
Hiç kimse de çıkıp “Bizim de kusurumuz var” demedi.
Mahkemelerde de hiçbir yetkili suçlanmadı.
Her zaman olduğu gibi.
Tek suçlunun yağmur olduğu sonucunuza varıldı yani.
Oysa sel kapanları hatalıydı.
Suyun akıp gideceği derelerin önü kapatılmış.
Menfezler olması gerekenden daha dar ve küçük olanlarından döşenmişti.
Değiştirildi sonra.
Bir daha böylesi felakete neden olmamak için yağmur suyunun denize ulaştırılması gerektiğini hatırladı bizim yetkililer, eksikleri giderdiler.
Hatadan dönüldü sonuçta ama olan, Bedirhan gibi sel suyunda yitip gidenlere oldu.
Rize’deki sel felaketi de soruşturulacaktır.
Dava konusu da olacaktır belki.
Mahkeme sonucunu şimdiden kestirmek mümkün değil elbette ama adalete güveneceğiz sonuna kadar
Nitekim, konunun soruşturlacağını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile birlikte bölgede incelemelerde bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı da söylemiş. Yazıcı, yaptığı açıklamanın bir yerinde "Tabii afet, doğal afet diyoruz. Elbette ki bunun insan faaliyetinden, eyleminden kaynaklanan sebepleri de olabilir. İnşallah bu vesile ile bunlar da ortaya çıkacak." diye konuşmuş.
Hayati Yazıcı Bakanlık da yapmış, hukukçu bir siyasetçidir.
Rizeli’dir ayrıca.
İçişleri Bakanı ile bölgede inceleme yapma nedeni de budur zannımca.
Hayati Yazıcı, deneyimli bir siyasetçi ve hukuk insanı olarak, sel felaketinin oluşmasında insan kusuruna işaret etmiş ama sürekli imar afları ile dere yataklarında yapılaşmaya izin verdikleri için kendilerini de suçlayacağını sanmam.
Ve fakat
Gerçek bu.
Dere yataklarına yapılaşma izni verdik.
Şehirleri beton yığınına çevirdik.
Toprak suyu çekmiyor.
Haliyle yağmur suyu sele dönüşüp su taşkınlarını oluşturuyor.
Demem o ki;
Suçlu olan yağmur değil.
Biziz...