British American Tobacco
Adı bizden değil.
Kendisi hiç değil.
Kısaca ‘BAT’ diye tanıtıyorlar kendilerini.
Her şey değişiyor. Geçmişte “Sömürgeci” damgası vurulanlar günümüzde ‘yabancı sermaye’ olarak adlandırılıyor. Üstelik bununla gururlanıyor ve hatta seviniyoruz.
Bankalarımızın mesela çoğu bizim değil artık.
Yeni sahipleri arasında Amerikalısı var, İngiliz’i var, Hollandalısı ve hatta Yunanlısı bile var.
Telekom’un sahibi Lübnanlı mesela.
Ballıca’daki sigara fabrikası da çok uluslu bir yabancı sermaye topluluğuna satıldı Ki;
O fabrikanın açılışında bulunmuş ve bunun haberini yapmış gazetecilerdenim.
O fabrika açıldığı gün Samsun halkının ne kadar sevindiğini bilirim.
Tütün diyarıydı çünkü Samsun.
Bende topraklarında tütün yetiştiren ve bir dönem geçimini bununla sağlamış bir ailenin ferdi olarak o fabrikanın ülkeme kazandırılmış olmasıyla övünç duymuştum.
Derken, benim ülkemin topraklarında tütün yetiştirilmez oldu. Çünkü devlet artık tütün almayacağını söyledi.
Benim hemşerilerim Tekel’in yanı sıra tüccara da tütün satarlardı ama devletin Tekel’i bir emniyet supabı olarak dururdu.
Fiyatı Tekel belirler, böylece üretici tüccara ezdirilmezdi.
Rahmetli Süleyman Demirel ile yine Rahmetli olmuş Bülent Ecevit ve dahi İsmet İnönü tütüne daha fazla fiyat vermek için birbirleriyle yarışa girerler, her yıl piyasa günü üretici şapka fırlatır, biz de o anının fotoğrafını çekebilmek için arkadaşlarımızla yarışırdık.
Dedim ye her şey değişiyor.
90’lı yıllara gelindiğinde iktidarlarla birlikte devleti yönetme anlayışı da değişti.
Kamuya ait bütün işletmeler satıldı.
Bunların birçoğu da yabancılara gitti.
Topraklarımızda tütün üretimi durunca Ballıca Sigara Fabrikası da kendilerine “BAT” diyen British American Tobacco adlı bir firmaya satıldı.
Kendi sitelerinde yazıyor, bu firmanın yaklaşık 200 ülkede yatırımları varmış.
Bu firma İstanbul’da bir plazadan yönetiliyor. Türkiye’deki başkanı bir Türk ama yardımcısı yabancı, yönetim kurulunda yabancı da var, yerli de.
Firma, vergisini muhtemelen ülkemizde ödüyor ama toplam satıştan elde edilen karının ülkemizde kaldığını sanmıyorum.
Benim köyüm olan Aşağıçinik’te artık tütün yetiştirilmediğine göre üretimde kullanılan tütünler de bizim ürünümüz değil.
Bir yerlerde okumuştum, Ege bölgesinde falan bazı çiftliklerde bu firma için tütün yetiştiriliyor ama daha çok ürün Yunanistan ve Bulgaristan’dan geliyor.
Her neyse benim amacım yabancı sermaye düşmanlığı yapmak ve bunu körüklemek değil.
BAT’da, ülkeme katma değer kazandırdığı sürece başımın tacıdır.
Benim asıl derdim istihdam.
Sigara fabrikasında çalışmış ve oradan emekli olmuş çok sayıda tanıdığım var benim.
Şimdi o fabrikada yine çalışanlar var ama oradan emekli olabilirler mi ondan şüpheliyim.
Bu firmanın fabrikasında çalışan bir gurup işçi, geçen hafta bir otele çağırılıp kovuldular.
İlk tepkimiz kovulma biçimine oldu.
“Otele çağırılıp işçi mi kovulur” dedik.
Bunu Ramazan ayında yaptıkları için daha da öfkelendik.
Ama o firmanın bizden olmadığını ıskaladık.
Bizden olmayan ne bilsin Oruç ayının faziletlerini.
Bir de şu var tabi.
O firma bu kovma işini taşeronuna yaptırmış.
O yabancı bizden olanı kovmak için, bizden birilerini maşa olarak kullanmış.
Ne de olsa adı ‘Taşeron’
Sonuç itibariyle o da bir köle.