istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Taşeronluk Son Bulmadan..
Yazarlar // 11 Kasım 2014 Salı 00:00

Ragıp GÖKER

Güçlünün zayıfı ezme isteği hep vardı.
Hani “Büyük balık, küçük balığı yutar” denir ya öyle yani.
‘Kölelik’ yasalarla yasaklansa da, köle çalıştırmak için her zaman bir yol bulunuyor maalesef.
Güçlüler, ya da egemenler, sömürü düzenini her devirde sürdürmek istemişlerdir.
Günümüzün taşeronluk sistemine ‘Modern Kölelik’ denmesinin bir nedeni de bu olsa gerek.
Ben 78 kuşağına mensubum.
70’li yıllarda toplumdaki sosyal bilinç, şimdiki kuşaklara göre daha güçlüydü galiba. Özellikle DİSK’in bilinçlendirdiği işçi sınıfı alın terinin hakkını bi tamam alabiliyordu.
Grev, yasal bir haktı.
Hatta kutsal bir dava gibi görülürdü.
‘Grev Kırıcılar’ yok muydu?
Vardı elbette.
Patron her zaman kendisine bir yandaş yaratmıştır unutmayın.
Günümüzün “Yetmez ama Evet” diyen sendikaları gibi.
Hafta sonunda ESM Şube Başkanı Müşvik Veysel Erdoğan’ın basın toplantısına katıldım.
Müşvik Bey, son 10 yılda 14 bin 500 emekçinin iş kazalarında yaşamını yitirdiğini söyledi.
Yine Müşvik Veysel Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre, İş kazalarının yaşandığı ülkelerle ilgili bir istatistiğe bakıldığında tablo, ülkemiz için yüz kızartıcı bir durum oluşturuyor.
İş kazalarında Avrupa’da şampiyonuz.
Dünya sıralamasında ise kürsünün üçüncü basamağındayız.
Bronz madalyalıyız yani.
Sindirebilenlere kutlu olsun.
Daha öncekilerde de olduğu gibi Ermenek’teki son maden kazasında da, madeni işleten patron, daha fazla kar edebilmek amacıyla önce iş güvenliği için uyulması gereken kurallar rafa kaldırılıyor.
O madeni işleten patron masraftan kaçınmayıp sondaj vurmuş olsaydı, orada su olduğunu da görürdü.
Bunu yapmamış, karın tokluğuna çalışmaya mahkûm ettiği emekçiye bir süredir yemek vermeyi bile kesmiş.
Tabi her zaman patronun yanında olan devletin görevlileri o ocağı gereği gibi denetlememiş.
Sonra da “Benim oğlum yüzme bilmezdi, o suda ne yaptı” diye soran çaresiz annenin görüntüsü kazınmış hafızalarımıza.
Yüzme bilmeyen oğlunun nasıl öldüğünü merak eden o ananın görüntüsünü de içine sindirebilen varsa.
Ona da aşk olsun.
Sendikalar, benim gençlik yıllarımda olduğu gibi şimdi de güçlü olabilselerdi. Taşeronluk diye bir sistem olmazdı inanın.
Yani şunu demek istiyorum. Bu sistem yani her işin taşerona devredildiği bu düzen devam ettiği sürece, ne Ermenek son olacaktır, ne de Soma.
Alıştırın kendinizi.