Listeler açıklanır açıklanmaz, tepkiler de peşi sıra geldi.
Kendilerine göre haklı sebepleri vardır elbette bu nedenle ''Neden tepki gösteriyorsunuz'' diye kimseyi de suçlamam.
Ve fakat.
Bu durumun oluşmasının bir sebebi olduğu konusunda da düşünmelerini de isterim.
Türkiye'de siyaset, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş için yapılan anayasa değişikliğiyle başka bir boyuta evirildi çünkü.
İktidar kanadı bu sistemin devam etmesini istiyor.
Kendileri açısından haklıdırlar.
Öyle olsun istediler zira.
İktidar kanadından sisteme dair bir eleştiri beklemiyorum.
Özellikle CHP’liler tarafından ''Bir bölen'' olarak tanımlanan Muharrem İnce'nin taraftarlarından da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine dair bir eleştiri beklemiyorum.
İnce'den de sisteme dair bir eleştiri duymadım zira bugüne kadar.
Ama muhalefet sistemin değişmesini istiyor.
Muhalefeti destekleyenler de öyle.
Sistemi değiştirmenin de tek bir yolu var.
O yol da önce Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmaktan geçiyor.
Bunun için de yüzde 50+1 oya ulaşmak gerekiyor.
Listelere en sert eleştiriler CHP'lilerden geliyor biliyorsunuz.
''Neden eleştiriliyorlar'' diye suçlamamakla birlikte, CHP seçmenine yüzde 25-27 oranında bir oy potansiyelleri olduğunu ve bununla da Cumhurbaşkanlığını kazananın mümkün olmayacağını hatırlatmak isterim.
Ki;
Bu gerçeğin farkında olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı'nın kurmuştu.
Siyasette her parti diğerinin rakibi olduğu gerçeğinden yola çıkarak söylüyorum, kimse durup dururken bir başkansına destek vermez.
Arada marazalar çıksa da 6 lider Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı olma konusunda anlaşmaya vardı biliyorsunuz.
Bunu ''Kemal Kılıçdaroğlu bizden daha fazla hak ediyor'' diye de yapmadılar.
Belli ilkeler etrafında ve belki de belli tavizler ışığında bir mutabakata varıldı.
Varsayalım, Millet İttifakı başardı, Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçildi.
Bu da yetmiyor ama.
Çünkü buradaki asıl amaç bu sistemi değiştirmektir.
Yani İttifakın deyimiyle ''Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme'' geçmektir.
Bunu yapmak için de en az 360 milletvekiline sahip olmak gerekiyor.
Ki;
Değişiklik mecliste yapılamazsa bile teklifi referanduma götürebilsinler.
CHP, oy potansiyeli belli iken bunu tek başına yapamaz biliyorsunuz.
Kaldı ki, İttifakın oyları bile bunu yapmaya yetmeyebilir.
Hiç bir siyasi parti liderinin, başka bir lidere karakaşı kara gözü için destek vermeyeceğine göre, amaca ulaşmak için belli tavizlerin de verilmesi gerekiyor yani.
Tıpkı CHP'nin ve onun genel başkanının yaptığı gibi.
Millet İttifakı'nı oluşturan partilerin asıl amaçlarının ''Ucube'' olarak tanımladıkları bu sistemi değiştirmek olduğu anlaşıldığına göre, ittifak mensuplarının da, ittifaka gönül verenlerin de bu konuya yoğunlaşmaları gerekiyor.
Dünkü yazımı ''Şu an için sular bulanık elbette ama bir hafta sonra durulacak ve su yolunu bulacaktır.'' diye bitirmiştim.
Su kara yolunu bulur ya, öyle yani.
İktidar kanadının da, muhalefetin de liste tartışmalarına bir son vermeleri gerekiyor bence.
Ve özellikle muhalefet partilerinin, başta hukuk sistemi olmak üzere, ''Soğan 30 lira oldu'' gibi şikayet ettikleri bütün olumsuzlukların bu sistemden kaynaklandığını inanıyorlarsa, kampanyalarını da bu eksen üzerine oturtmaları isabetli olacaktır.