Yazarlar // 2 Haziran 2015 Salı 00:00
Ragıp GÖKER
Erhan Altın'ın, "Kazanan takımı bozmam" ilkesininden vazgeçerek bu maçta bazı
oyuncuları dinlendirmesi gerektiğini söyleyenler olmuştur.
Ama bu ilkenin en çok da bu maçta işe yaradığını söylemeliyim.
Albimo Alanyaspor, Ayite'nin yokluğuna ve ilk maçta bizden 5 gol yemesine rağmen çok üzerimize geldi .
Oyuna da çok iyi başladılar.
İlk 15 dakikada 3-0 olmamışsa bunu Soner'e ve Tuna Üzümcü'ye borçluyuz.
Tuna Üzümcü'nün pozisyonunu doğru süzen maçın hakemi Özgür Yankaya'ya teşekkür etmeliyiz. Hakem o pozisyonu doğru süzmeyip penaltı vermiş olsa, Tuna'yı atarak bizi 10kişi de bırakabilirdi.
Buna rağmen devrenin ilerleyen dakikalarında biri Mustafa Sevgi'nin direkten dönen topu olmak üzere, bizim takımın da MBilla Etame ve Musa Aydın'la yakaladğı üç önemli pozisyonu vardı.
Hücum etmek yerine daha çok rakibin üzerimize gelmesini bekledik.
Ki ;
Bunu zaten bu sezon sıklıkla yaptık.
Bu taktik bu maç için doğruydu.
Zira gole bizden çok rakibimizin ihtiyacı vardı.
Bizim çocukların atacağı bir gol her şeyi değiştirecekti.
Nitekim Taha Yalçıner ve Mustafa Sevgi organizasyonuyla rakip savunmanın arkasına atılan o topu kovalayan Ofoedu, topu ağlarla buluşturunca finale giden yoldaki olası bütün engelleri de ortadan kaldırmış oldu.
Eren Tozlu ile Recep Niyaz'ın ve özellikle de Alperen'ın golleri ise pastanın üstüne çilekgibi oldu.
Rıdvan Dilmen, Süper Lig'i yorumlarken "Atanı ve tutanı iyi olan takım kazanır" demişti ya, PTT 1. Lig'de de bizim takımın atanı da tutanı da Alanya'dan daha iyi idi.
İyi olan finale yürüdü.
Kutlu olsun.
Keyfini çıkar Samsun.