Özellikle iktidardaki politikacılar her gün konuşuyorlar ancak “çok konuşanın çok hata yaptığını” unutuyorlar. Baştan aşağı özellikle de iktidardaki milletvekilleri ve parti yöneticilerinin bugün söyledikleri ile bir gün sonra söyledikleri birbirini hiç tutmuyor.
Politikacı bir grup, otobüs ile bir seminere katılmak üzere yola koyulur. Yolda otobüs şoförü bir kaza yapar ve Temel'in arsasının hemen yanında devrilir. Bunu gören Temel, büyük bir çukur kazar ve tüm politikacıları oraya gömer. Bir kaç gün sonra, o civardan geçen bir polis, kaza yapmış otobüsü görür, Temel'e de politikacıların nerede olduğunu sorar.
"Hepsini gömdüm" der Temel. Polisin peki hepsi ölmüş müydü sorusuna Temel’in yanıtı şöyle olur: Valla, bazıları ölmediklerini söylediydi, ama pilursun ne kadar yalan söyleduklaruni da…
Son zamanlarda politikacıların bir bölümünün söylediklerinin vatandaşı aldatmaktan öteye gitmediğini yaşayarak görüyoruz hep birlikte. Söyledikleri birbirlerini tutmuyor da yalan konuşuyorlar demiyorum yanlış yapıyorlar diyorum. Çünkü Türkiye’de bugüne kadar gördüğüm iktidarların hiçbirisi yalan söylememiştir, yanlışlar yapmışlardır.
Yanlış yapıldığı da sofraya gelen ürünlerden bellidir. Her ne kadar Sayın AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı kadar manda yoğurdu ile kestane balı ve hurma yiyemiyorsak da Allahıma şükürler olsun çevremizdeki bu savaş ortamında ekmek bulup yiyebiliyoruz. Ayçiçek yağı ve buğdayı üreteceğimiz yerde savaşın ortasındaki Ukrayna’dan paramızla alabiliyoruz. Buna da şükür ya buğdayı yakınımızdan alamazsak o zaman ta Amerika'dan mercimeği getirecektik ya, çok şükürsüz olduk çok… İktidardaki AK Parti ve MHP’nin başta Genel Başkanları olmak üzere milletvekillerinin söylediklerinin hiçbirisine inanmıyorum, çünkü söyledikleri ile saha ve pazar bağdaşmıyor.
Patates alıp yemek yapacak olsanız ocak doğalgaz ile yanıyor, odun ve tüp gaz ile yakacak olsanız doğalgazdan fazla para tutuyor. Süt inekleri kesime gidiyor, gerekçesi yem fiyatlarının yüksek olması. Kesime gidince inekler süt içemiyoruz. İster misiniz yıllar öncesine gitsin Türkiye'de Amerika’dan süt tozu ithal edip süt içelim yine.
Ben zamanında, ilkokula gittiğim yıllarda Amerika’dan gelen süt tozundan yapılmış süt içirirlerdi bize okulda. Öğrenci başına da bir bardak verilirdi. Hatta bu süt tozu köylerdeki okullarda bile dağıtılırdı, oysa o köylerde o zaman manda sütü ve yoğurdu, inek sütü ve yoğurdu vardı. Keçi sütü vardı evlerde anacak Amerikan süt tozu dağıtılırdı işte. Yıllar sonra Türkiye bu kez evinde hayvan besleyemediği için süt de bulamıyor, süt tozu da bulamıyor.
Bu şartlarda Türkiye nasıl uçuyor anlamıyorum. Türkiye’nin bırakın uçmasını, ekonomisi ve üretimi çakılmış durumda. Bugün otoyolları alkışlayanlar yarın o yollardan asfalt toplayıp yemek için geçerseler şaşırmamak gerekir. Çünkü aklımız sadece o kadar çalışıyor ya da korkuyoruz aklımızı çalıştırmaktan. Olsun şükrediyoruz da, o şükür bizi kurtarır karnımızı doyurur.
GÜNÜN SÖZÜ
Karanlığa küfredeceğine bir mum yak. (Konfiçyüs)