Samsun Büyükşehir Belediyesinin CHP'li üyeleri, İçme suyu tarifesinde indirim yapılması için önerge vermişler.
Sonuç mu?
Hüsran elbette.
Önerge AK Parti'li ve MHP'li üyeler tarafından kabul edilmemiş.
Şaşırdık mı?
Elbette hayır.
Samsun'da içme suyu tarifesi enflasyona, yani TÜFE'ye endekslendi çünkü.
Enflasyon ve TÜFE arttıkça bizim su faturaları da otomatik olarak her ay artıyor.
Fiyatlar da yerinde durmuyor ki birader.
İçme suyu tarifesine Ankara'da damping yapıldığını ve bunun sonucunda da, Ankara'da içme suyu tarifesinin 13 liradan 6 liraya indirildiğini soracak ve ''Ankara'da enflasyon yok mu?'' diye soracaksınız biliyorum.
Yok.
Ankara'da enflasyon yok.
Oradan ayarlanıyor biliyorsunuz.
Türkiye'nin yönetim merkezi Ankara'da ve de Ankara'nın merkezi Çankaya'nın Necatibey caddesinde ya TÜK'in binası.
Kaderimizi belirleyen meclisin ve bakanlıkların iki adım uzağında yani.
Enflasyon Ankara'yı hissedilemiyor bu yüzden.
Zaten TÜİK'in piyasayı doğru algılayamadığından ve değerlendirmelerinden şikayet etmiyor muyuz?
Şikayetlerimiz uzaktan yapıldığı için, kaderimizi etkileyen kararların alındığı o mekanlara ulaşmıyor olabilir.
Ve fakat.
Ankara'da ''Enflasyon var'' denilirse ve bunun farkına varılırsa..
İşte o sıkıntı yaratır.
O yüzden 'Enflasyon' yokmuş gibi davranılıyor olabilir.
Zannımca su tarifesinde damping yapılma nedeni budur.
En azından ben öyle düşünmüş olayım.
Samsun'da her şey pahalı kardeşim.
Su da pahalıya mal ediliyor zira.
Çünkü elektrik pahalı burada.
Ankara'daki gibi değil hiç bir şey.
Allah'ın Abdal deresi üzerinde kurulu Çakmakkaya barajından ve oradan da Aşağıçinik'teki arıtma tesisine gelene kadar su için dünyanın parası harcanıyor.
İçtiğimiz suya mikroplar bulaşmasın diye türlü türlü koruyucu maddeler atılıyor.
Bedava mı sanıyorsun bütün bunları.
Boru değil yani.
Para bu.
-Peki ya Ankara?
Ankara'da öyle değil.
Unut onu.
Orası başka.
Ankara'daki AK Parti'li üyeler haklı bu yüzden.
Bütün o değerlendirmelerin dışında çünkü Ankara.
Bide..
Samsun'un İlkadım'ında İyi Parti’liler.
Atakum'unda da CHP'liler yaşıyor.
Neymiş efendim..
''Yalı Kafe, Beton Kafe oluyormuş.''
Ağlayıp, sızlanmayın.
Oturun, oturduğunuz yerde.
Müstahak size..!