limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Sosyal Belediyecilik
Yazarlar // 6 Ocak 2015 Salı 00:00

Ragıp GÖKER

Türkiye’de belediyecilik anlayışı değişiyor.
Günümüzde belediyeler ticarethane gibi görülüyor ve ben bu anlayışı doğru bulmuyorum.
Mesela yeni yılın ilk günü İlkadım Belediyesinde 245 kişinin işsiz kalması nedeniyle başlayan tartışmada, Belediye Başkanı Erdoğan Tok’un söyledikleri, ülkemizde son yıllarda belediyecilik anlayışının ne kadar da değiştiğin anlatır gibiydi.
İşçilere ödenen maaşları fazladan bir masraf gibi görmüş Erdoğan Tok.
Kaldı ki, o işçilere maaşları asgari ücret üzerinden ödeniyor.
Velev ki, yüksek maaş almış olsunlar. İnsana yapılan hiçbir yatırım ve harcama fuzuli değildir.
Ben aslında, daha önce benzer bir kararı veren İshak Taşçı’yı suçlamadığım gibi, zemheri ayazının başladığı günlerde belediyeden 245 kişinin işten çıkarılması kararını verdiği için İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok’u da suçlamıyorum.
Eleştiriyi kişiler üzerinden yaparken aslında meselenin bütününü gözden kaçırıyoruz.
Emeğin en yüce değer olduğunu unuttuk nicedir.
Bu kış günü sokağa atılanlar belediye işçileri de değil aslında.
Belediye bazı şirketlerden hizmet alımını durdurmuş, yapılan budur.
O işçiler, taşeronun değil de belediyenin çalışanı olsalardı, doğal olarak sendikalı da yapılacaklardı.
Sendikalı işçiyi bir belediye başkanının işten çıkarması hiç kolay değildir, hatta imkânsız bir durumdur.
Asıl sorgulamamız gereken budur aslında.
Taşeronluğu ‘modern kölelik’ olarak görmediğimiz sürece bu türden haberleri çokça duyarız biz.
Bir de sorgulamamız gereken, ülkemizde yerleşmiş olan siyaset yapma biçimimizdir.
Her seçilen başkan, kendisinden önce işe alınanları bir öncekinin yandaşı görüyor, az ya da çok işçi çıkarıyor maalesef.
Ne Erdoğan Tok’un ne de İshak Taşçı’nın aldığı bu kararlar yeni bir uygulama değildir. Necaattin Demirtaş da, Metin Burma da göreve seçilince az ya da çok benzer uygulamaları yapmıştı.
Aslında Erdoğan Tok, “Fazla işçi vardı, bu işçilere ödenen para için İlkadım halkı benden hesap sorar” gibi şeyler söylemek yerine, “Ben seçilmeden önce işe alınanları çıkardım, yerlerine bana oy verenleri işe alacağım” demiş olsaydı bu açıklama benim için daha muteber ve daha mantıklı olurdu.
Zira doğrusu budur aslında ve her başkan hemen hemen böyle yapıyor.
Ama dedim ya biz millet olarak sosyal devlet ilkesini unuttuk.
Ve dolayısıyla sosyal belediyeciliği de.
Rahmetli Muzaffer Önder’e bir gün, ”Her belediye, otobüs işletmesini özelleştiriyor, Siz neden özelleştirmiyorsunuz?” diye sormuştum.
Rahmetli o soruma, “O otobüsler Samsun halkınındır, fakir fukara da otobüslere biniyor, özelleştirirsem onlara yazık etmem mi?” diye cevap vermişti.
Ki; o tarihlerde henüz 65 yaş ve üzerindekiler için bedava uygulaması yoktu.
Demem o ki;
Belediyeler ticarethane değildir ve asla ticarethane gibi yönetilmemelidir.