limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
'Sol'da Bir Bölen
Yazarlar // 31 Mart 2023 Cuma 15:36

Ragıp GÖKER

80'li yılların sloganıydı

Sağda bir bilen, solda ise bölen mutlaka bulunur.

Neden söylenmişti bu söz.

Türk sağı için 'Bir bilen' yakıştırması hiç kuşku yok ki Rahmetli Süleyman Demirel için yapılmıştı.

Sol'un 'Bir bölen'i ise Rahmetli Bülent Ecevit'e yakıştırılmıştı.

Ki;

12 Eylül'ün faşist cuntacıları, ağababaları ABD'nin tavsiyesiyle siyasetimize şekil vermek istemişler, devleti kuran CHP dahil bütün siyasi partileri kapatmış, liderlerini de Hamzaköy, Uzunada ve Zincirbozan gibi yerlerde gözetim altında tutmuşlardı.

Başta Başbakan Süleyman Demirel olmak üzere CHP Lideri Bülent Ecevit, MHP Lideri Alpaslan Türkeş ve MSP Lideri Necmettin Erbakan'a siyasi yasak getirilmişti ancak, siyasi yasaklar daha sonra kaldırılmıştı ama bu durumda Türkiye'de siyaset başka bir boyuta evirilmişti bile.

İlk genel seçim 1983'te yapılmıştı.

Bunun için yeni partiler kurulmuştu.

AP'nin devamı olacağı düşünülen BTP ve CHP'nin devamı olacağı düşünülen SODEP cuntacılar tarafından seçimlere sokulmamışlardı.

Bu arada SODEP kurulurken Türk solunda bölünmeler oldu.

Ecevit SODEP'in kuruluşuna katkı vermedi.

Bunun nedeni de sonra anlaşıldı.

Ecevit, kendi partisi DSP'yi kurdu ve eşi Rahşan Ecevit'i de Genel Başkan yaptı.

Sosyal Demokratlar, Oran'daki mütevazi evine gidip geldiler ama Ecevit'i kendi partisini kurmaktan bir türlü vazgeçiremediler.

Ecevit için 'Bir Bölen' yakıştırması da bu sıralarda yapıldı.

Yasakların tamamen kalkmasıyla CHP daha sonra tekrar kuruldu ama 80 öncesi gücüne bir daha asla ulaşamadı.

CHP, 35 yıl süreyle başta Ankara ve İstanbul belediyeleri olmak üzere yerelde de başarı kazanamadı.

Türkiye, gerek iktidar ve gerekse muhalefet tarafından adlandırıldığı biçimde 45 gün sonra hayatı bir seçime gidiyor.

''Asla bir araya gelemezler'' denen partiler seçimi kazanmak adına ittifak oluşturabiliyorlar.

AK Parti'nin, 21 yıla dayanan iktidarını ilk defa kaybedebileceğine inanılmıştı.

Ta ki; CHP'de Kılıçdaroğlu'nu defalarca yenmeyi denemiş ama bunu başaramayınca küsüp kendi partisini kurmuş Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı Adayı olarak ortaya çıkana kadar.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın 13. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, parti içinde iki defa kendisini devirmeye çalışmış ama buna rağmen kendisini kenara çekerek, partisinin Cumhurbaşkanı Adayı yaptığı Muharrem İnce’yi önceki gün ziyarete gitti.

Birçok kişi Kılıçdaroğlu'nun bu girişimini önemli bir adamım olarak değerlendirdi ve görüşmenin sonunda İnce'nin ''Çekiliyorum'' demesini bekledi.

Dağ fare doğurdu.

İnce, kendisinden bekleneni yapmadı.

Görüşme'yi ''Hoşgeldiniz ve Güle güle'' sözleriyle bitirirken, ismiyle müsemma olmayan bir davranış biçimini yani gerekli 'İnce'liği bile gösterememesi çok kişi de hayal kırıklığı yarattı.

Dedim ya, Türk solu her daim bir bölen bulur.

İnce, Ecevit'ten sonra ikinci 'Bir Bölen' olur mu bilmem ama o unvanı almak adına hedefine hızla koşuyor gibi görünüyor.

İnce, bu yoldan döner mi?

Demirel'in o bilindik ''Siyasette 24 saat bile uzun süredir'' sözünde olduğu gibi kendisiyle irtibat kesilmeyecek ve ikna edilmeye çalışılacaktır.

İnce de siyasetin, sorun üretmek olmadığını, aksine sorunları çözmek yeri olduğunu bilecek tecrübeye sahiptir.

Yeter ki hırsına yenilmesin.

Şu an için, hırsı, aklının önüne geçmiş gibi bir görüntü veriyor ama bu tutumundan vazgeçebilme ihtimali de var.

Az olsa da var böyle bir ihtimal.

Muharrem İnce de, parçalanmış bir görüntü veren sol partilerin bile Emek Platformu adı altında Millet İttifakı'nın adayı Kılıçdaroğlu'na destek verirken, bu seçimin kendileri için de hayati bir seçim olduğunu anlayacaktır diye düşünüyorum.