SOKAKLAR BİZİ ÇAĞIRIYOR(!)
Memlekette olan olaylar endişe verici.
PKK’nın IŞİD ile olan mücadelesini bahane edenler sokaklarda…
Yapılan eylemlerin amacı ve provokasyonun temel nedeni; olayları ülke sathına yayarak bir çatışma ortamı yaratmak ve Ortadoğu’da yapılacak olan planları sorunsuz bir şekilde gerçekleştirmektir. Hiç kimse sanmasın ki, bu olaylar tesadüfidir.
Küresel güçlerin stratejistleri simülasyonlar üzerinde çalışırken inanın Türkiye’deki bir iç çatışmayı görmüşlerdir.
Senaryo çok basit; “ Türkiye’deki sol fraksiyonlar PKK yı destekler. Bu duruma etki ve tepki den dolayı kitle psikolojisi ile Milliyetçiler karşılık verir. Böylece Türkiye çatışma ortamına girer ve ayrışma kolaylaşır.”
Biz bu senaryoları maalesef yakın tarihimizden çok iyi biliyoruz. Bizim olmayan bir savaşta, Soğuk Savaşın en hararetli döneminde Rusya ile ABD arasındaki savaş için vaziyet aldırılan kitleler, kendilerinin olmayan bir savaş uğruna karşılıklı çatışma ve kaosun içerisine çekildiler.
Asıl aktörler olan Rusya ve ABD’de savaşı uzaktan izledi, acıları Türk Milleti çekti/çekiyor…
Bugünde aynı senaryolar ülke üzerinde oynanmak isteniyor. Çünkü bunların önceden pratikleri var.
Bugün ülkeyi bu noktaya getiren zihniyet ortalıkta yok. Sokaklara yine Milliyetçiler çekilmek isteniyor.
Neden? Çünkü Milliyetçilerin/Ulusalcıların çok büyük ve gurur duyduğu bir “hassasiyet”i var;
“Devlet ve Millet”…
kullanılmaya(!) çalışılmıştır. Bu hassasiyeti kullanılmaya çalışılan
Memleket sevdalılarının bu hassasiyeti(!) dönem dönem kullanılmaya(!) çalışılmıştır. Bu hassasiyeti kullanılmaya çalışılan zihniyet yine hortlamış ve kapalı kapılar ardında stratejik hesaplar ve simülasyonlar ile oyunlar planlamaktadır.
Bu “hassasiyet”i iyi bilenler, “kur zembereği, sal meydanlara/sokaklara” mantığı ile gencecik vatan evlatlarını psikolojik harp teknikleri ile hertürlü kitle iletişim araçları üzerinden kurarak sahaya çıkarma, hesaplarını tutturma peşindeler.
***
Kuzey Irak’ta, Türkmenlerin yoğunlukta yaşadığı Telafer, Musul, Kerkük, Tuzhurmatu ve Kızlarbat şehirlerinde yapılan saldırılara,
Suriye’de, Suriye Türkmenleri 4 yıldır o büyük katliam projesinin, kıyısında ya da köşesinde değil tam ortasında olan,
On binlerce masum Türk’ün ölmesine , kadınların tecavüze uğrayıp katledilmesine, çocukların açlıktan kırıldığına sessiz kalan zihniyet, bugün çıkmış kaderlerini adına “Kobane(!)” dedikleri bir şehre bağlamış, memleketi kaos ve çatışma ortamına çekerek kafalarındaki, sözde “ bölünme(!) ve devlet hayalleri(!)ni yerine getirme” hedefinde ilerlemek istemektedirler.
***
Birleşmiş Milletlerin; “Kobane düşerse, Türkiye zora düşer”,
Bebek katili PKK Terör örgütü’nün siyasal borazanlarının; “Kobane düşerse Ankara düşer” sözleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hakarettir.
***
Bugün ülkenin geldiği bu noktada;
“Sizin gibi barbarların dilinden ancak IŞİD barbarları anlar. Ee ne demişler “Dinsizin hakkından imansız gelir” söylemleri,
“IŞİD iyi ki varsın, Allah kurşununu azaltmasın” kafası,
“IŞİD öldürüyor ama işkence bari yapmıyor” zihniyeti,
Ülkeyi zora sokma, kaos, terör ve çatışma ortamını artırma çabası ndan başka bir zihniyete hizmet etmemektedir.
Bu söylemleri yapan zihniyet, ortalığı karıştırma ve çatışma ortamı yaratma peşindedir.
Ortalığı lafla/söylemle/mesajla karıştıranlar, “hassasiyetlerini iyi bildikleri kitlelerin” sokaktaki çatışmaları sıcak koltuklarından izlemektedirler.
***
Bu noktada, devletin ve milletin bekasını düşünen her Türk, olaylara güçlü, sakin, vakur, sabırlı ve soğukkanlı olarak yaklaşmalı, üzerimizde oynanmak istenen bu oyunu bozmalıdır.
Olaylar karşısındaki bu duruş, yaşanan sürecin ve olayların siyasal sonuçları açısından oldukça önemlidir.
Hüseyin KURT