Sizlere bugün Cumhuriyet öncesinde yaşanmış bir olaydan bahsedeceğim. Osmanlı döneminden kalma bir olaydan. Bugün 31 Mart. Rûmî takvimle 31 Mart 1325’te (13 Nisan 1909) vuku bulduğu için bu adla anılan hadise İttihat ve Terakkî Fırkası’nın hâkimiyetine karşı bir tepki olarak başlamıştır. II. Meşrutiyetin ilânından sonra en güçlü siyasî teşkilât haline gelen ve siyasal sorumluluk üstlenmemek için 22 Temmuz 1908’de kurulan Said Paşa hükümetine katılmayan İttihat ve Terakkî Fırkası’nın hükümet işlerine sık sık müdahalede bulunması, bütün vaatlerinin aksine kendilerinden olmayanlara yönelik baskıcı tutumu siyasî istikrarsızlığa yol açtı.
4 Ağustos 1908’de bir nâzır tayini meselesinde çıkan anlaşmazlık üzerine Said Paşa kabinesi istifa etti ve yerine Kâmil Paşa sadrazam oldu. Bu durum aynı zamanda İttihat ve Terakki’ye muhalefeti de belirginleştirdi. Muhalefeti başlıca, 14 Eylül’de kurulan Ahrar Fırkası’nda toplanan Sabahaddin Bey (Prens) çevresiyle İttihatçılar’ın uygulamalarını dinden sapma olarak niteleyen muhafazakâr kesimler oluşturuyordu. Ayrıca İttihatçılar’ın eski hesapları gündeme getiren intikamcı tutumu ve sorumsuz davranışları geniş bir hoşnutsuzluğun ortaya çıkmasına yol açtı.
1908’den sonra yaşanan kısa süreli hürriyet havası sona ermiş, baskıların artması ve İttihatçılara karşı olduğu bilinen bazı kişilerin fâili meçhul cinayetlerle öldürülmeye başlanması ortalığı daha da gerginleştirmişti. Bu gelişmeler karşısında kendilerini güvende hissetmeyen İttihatçılar, Üçüncü Ordu’ya bağlı avcı taburlarını meşrutiyetin muhafazası ve İstanbul’un güvenliği gerekçesiyle 19 Ekim’de Selânik’ten İstanbul’a getirttiler. 17 Aralık’ta toplanan mecliste İttihatçılar üstünlüğü elde etti. Daha çok Ahrar Fırkası yanlıları ile birlikte hareket eden Kâmil Paşa hükümeti İttihatçılar’ın baskıları sonucunda bir gensoru ile düşürüldü. Onun yerine 14 Şubat 1909’da İttihat ve Terakki’ye yakın Hüseyin Hilmi Paşa sadrazam oldu. 7 Nisan’da İttihatçılar’a sert eleştiriler yönelten Serbestî gazetesinin başyazarı Hasan Fehmi’nin Galata Köprüsü’nde fâili meçhul bir cinayete kurban gitmesi tansiyonu bir anda yükseltti. Hasan Fehmi’nin ertesi gün yapılan cenaze töreni İttihatçılar’a karşı olan büyük kitlelerin katıldığı tam bir tepki gösterisine dönüştü.
Bu olaydan birkaç gün sonra İttihatçılar’ın ve meşrutiyet aleyhtarı söylemlerin yoğun propagandası altında kalan 4. Avcı Taburuna bağlı askerler 12-13 Nisan gecesi şeriat talebiyle ayaklanarak subaylarını hapsettiler. İstanbul’da bulunan 5, 6 ve 7. Nizâmiye askerleriyle Beyoğlu Topçu alayındaki askerleri de yanlarına alarak Ayasofya Meydanı’na geldiler ve Meclis-i Meb‘ûsan önünde toplandılar. Ellerinde beyaz, yeşil ve kırmızı bayraklar bulunan 3-4000 civarındaki isyancılara başta Volkan gazetesi sahibi Derviş Vahdetî olmak üzere on gün kadar önce kurulduğu ilân edilen İttihâd-ı Muhammedî Cemiyeti üyeleriyle Beyazıt ve Fâtih medreselerinin bazı talebeleri de katıldı. İsyancılara direnen ya da yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyen asker ve ilmiye mensubu bazı kişiler öldürüldü.
Osmanlıcılık taslayanlar tarihten bu yana hep bu yollara başvurdular. Aradan yıllar geçti, din elden gidiyor denilerek insanlar sokaklara döküldü, arkasında hangi güçler vardı henüz belirlenemedi. 5 Temmuz gecesi yapılan bu kalkışımda askerler ve siviller öldürüldü. Nasıl olduysa oldu arkasında kimlerin olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde araştırılmadı bile. Nedeni henüz çözülemedi. Ne gariptir ki bugün de din elden gidiyor söylemleri sıkça ifade ediliyor.
YERİNE NE GELECEK
Samsun'da 2011 yılında devreye giren yol üzeri ücretli otopark uygulaması, 1 Şubat tarihi itibarıyla sona erdi. Şehrin ana arterlerindeki Parkomat cihazları, Samsun Büyükşehir Belediyesi ile firma arasındaki sözleşmenin bitmesi ile kaldırılmaya başlandı.
Bu böyle kalacak mı? Hiç sanmıyorum, yine bir firmaya verilecek veya belediye görevlileri üzerlerinde yelekleri ellerinde makbuzları araçlara fiş kesip para almayı sürdürecektir mutlaka. Bu işi yine bir firma mı üstlenecek yoksa Belediye görevlileri mi yapacak henüz belli değil.
GÜNÜN SÖZÜ
Kötüler kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar...