istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Sistem Sorunu
Yazarlar // 24 Ocak 2025 Cuma 11:20

Ragıp GÖKER

Şimdilerde Nasıl Bir Ekonomi gazetesinde yazan ama 20 yıl kadar Dünya gazetesinde aynı dönemlerde görev yaptığımız Dr. Rüştü Bozkurt, bölgemiz ekonomisinin gelişimini sağlamak amacıyla düzenlediğimiz onlarca paneldeki konuşmasında sürekli, her işin bir metodu olması gerektiğini anlatırdı.

Rüştü Hoca bu ifadesini daha anlaşılabilir olması için ironiye kaçarak ''metot o kadar önemsizdir ki, sadece esası ilgilendirir'' derdi.

Hoca, fark etmeksizin küçük - büyük bütün özel işletmelerin yanı sıra, kurum ve kuruluşlarımızın işleyişindeki sorunu 'metot' eksikliği olarak tanımlıyor ama ben, Süt Ağabeyim İnşaat Yüksek Mühendisi Hasan Koç'un, yazılarıma sıklıkla yaptığı yorumlarda da olduğu gibi sorunun adına izniniz olursa ''sistem sorunu'' diyeceğim.

Bir düşünce bile, bir temele oturmuyorsa, anlaşılmaz.

Siz anlatmaya çalışsanız da, anlayanı olmaz.

Temeli olmadan bir binanın ayakta duramayacağı gibi yani.

Her işin bir metodu, yani sistemi olmalı.

''Sistem'' diyoruz da.

Sistemin de, anlaşılabilir ve aynı zamanda uygulanabilir olması gerekir.

Günümüzde, ülkemizde uygulanmakta olan yönetim biçimine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi deniliyor biliyorsunuz.

Ki;

Bu hükümet istemine geçilirken, kararların daha hızlı alınması ve anında uygulanması amaçlanmış olmalı.

Sistemin bir gereği olarak da, yetkiler merkezde toplanmıştı.

Kartalkaya’da 80'e yakın vatandaşımızın ölümüne neden olan yangın felaketi de bize anlatıyor ki, yetkilerin merkezde toplanması kararı, her zaman doğru sonucu vermiyor.

Turizm sektörü kuşkusuz, ülkemize döviz kazandıran çok önemli bir sektördür.

Sektörle ilgili kararlar alınırken, etraflıca ince elenip, sık dokunmalı.

İşletmelerin güvenli ve sürdürülebilir işletme sertifikası alma zorunluluğundaki uygulama gibi mesela.

İşletmelere sertifika alma zorunluluğu ile ilgili karar kuşkusuz doğru alınmış bir karardır.

Kararı eleştiremem elbette ama uygulamadaki aksaklıkları eleştirebilirim elbette.

78 vatandaşımızı yitirdiğimiz otelin sertifika alma biçimindeki uygulama gibi mesela.

Olay derinlemesine incelendiğinde Bolu Kartalkaya’daki o otelin işletmecisi, sertifika alma zorunluluğu nedeniyle önce Bolu belediyesine başvuruda bulunmuş.

Belediyeden denetime giden ekip, majör 9-10 dolayında kusur bulmuş ve eksiklerin tamamlanmasının isteneceği sırada başvurusunu geri çekmiş.

İşletmeci bu durumda, bakanlığın sertifika verme konusunda yetkilendirdiği özel kuruluşların birinden belgeyi almış ve böylece 'Güvenli Turizm İşletmesi 'Sertifikası'na sahip olmuş.

Güvenli Turizm İşletme Sertifikası ile belgeli otel, bu sertifikayı aldıktan yaklaşık 40 gün sonra yanarken, 80'e yakın vatandaşımıza mezar olmuş.

İşletmeci belediyenin uyarılarını dikkate alsa ve aksaklıkları gidermiş olsa, bu yangın yinede çıkar mıydı ve bu kadar canımız yanar mıydı bilemedim.

Demem o ki;

Bakanlık turizm işletmelerini daha güvenli hale getirmek adına kendince bir sistem geliştirmiş.

Öyle anlaşılıyor ki; sertifika verme yetkisi alan birileri sistemin nimetlerinden yararlanırken, otelin sahibi gibi birileri de, sistemin açıklarından kendince kişisel çıkar sağlamaya çalışmış.

''Sistemli çalışalım'' diyoruz ki; olması gereken budur.

Ve fakat.

Bir işi de doğru yapalım ne olur.

Kurallara uymak bu kadar mı zor geliyor bize.