Tekkeköy Belediye Başkanı Hasan Togar, hava kirliliğinden şikayet etmiş ama
Tekkeköy’ün havası dün itibariyle kirlenmedi.
Bu sorun 50 yıldan bu yana tartışılıyor.
Şimdi sanayi tesislerinin işgali altındadır ama Tekkeköy 30 yıl öncesine kadar tarım bölgesiydi.
Dünya’nın en kaliteli tütünü, o bölgedeki ‘maden oymağında’ yetiştirilirdi.
Tarım alanlarına zarar veren kuruluşlar önceleri ‘Azot’ ve ‘Bakır’ fabrikalarıyla sınırlıyken, şimdilerde bunlara yenileri eklendi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı havamızı sürekli ölçüyor.
Bunun için bir harita yayınlanıyor.
Bu haritaya bakarak havamızın kirli veya temiz olduğunu, şehirlerin üzerine konan farklı renklerdeki noktalara göre anlıyoruz.
Misal Samsun’un üzerine konan nokta, ‘yeşil’ ise havamızın temiz olduğunu anlıyoruz ama biz yeşil noktayı hiç göremedik.
Bizim rengimiz şimdilik ‘kırmızı’.
‘Kırmızı’ sağlıksız anlamına geliyor.
Beterin beteri var ama.
Mesela rengimiz morarırsa, ‘’durum kötü’’, kahverengi olursa ‘‘tehlikeli’’ anlamına geliyor.
Tekkeköy’ün havası ile ilgili tartışma son yerel seçim öncesinde de gündeme gelmişti.
Hayati Tekin, katıldığı her programda, kirli yatırımlarla savaşacağını söylüyordu.
Bu söylemin etkisi var mı bilmem ama Hayati Tekin o seçimi kaybetmişti.
Seçimi kazanan Hasan Togar ise kirli yatırım olarak kömür depolarını gösteriyordu.
Bir siyasetçi için sanayiciyle savaşmak tehlikeli bir iştir ama Tekkeköy Belediye Başkanı Hasan Togar’ın, kirlilik karşısında, fabrika bacalarına savaş açtığı anlaşılıyor.
Togar, İHA’ya verdiği röportajında ilçesini kirlettiğine inandığı sanayi tesisleri için ‘’Gerekirse kapatırız’’ demiş.
Dün sabah kendisini arayıp ‘’boyundan büyük laf etme’’ diyen oldu mu bilmem ama Togar’ın bu çıkışını iddialı ve manidar buldum.
Bir an için Başkan’ın gözünü kararttığını ve gerçekten bacaları söndürmeye başladığını varsayalım.
Hangisinden başlar sizce.
Mobil santrallerden mi?
Ki;
O santral sahiplerinden birinin bakır, bir diğerinin de demir çelik fabrikası var.
Amacım Togar’ı gaza getirmek değil ama bu durumdan şikayet edecek en son kişi kendisidir.
Eline yapışıp ‘’yapma’’ diyecek biri yoksa Togar’dan beklenen, bu durumdan şikayetçi olmak değil, gereğini yapmaktır.