Şiddet Toplumu

Yazarlar // 4 Haziran 2015 Perşembe 00:00

Ragıp GÖKER

Sorunlarımızı şiddetle çözüyoruz.

Doktor Kamil Furtun'un katili gibiler de şiddetten besleniyor adeta.

Öyle olmasa bir cana kıymayı bu kadar basit görebilir ve "Benim böyle zevklerim var" diyebilir mi.

Gençlerimizin rol model alması muhtemel sporculara bak.

Oyun kendi lehlerine sonuçlanmayıca rakibine tekme tokat girişebiliyorlar.

Oysa işleri bir oyun.

Bir yarışma.

Nicedir unuttuk, Ata'mızın "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" dediğini.

Bu bir ilkedir aslında.

Karşımızdakine saygılı olmamız gerektiğini söylüyor aslında Ulu Önder.

Siyasilerimize bak.

Seçime giderken meydanlarda söylenenlere nerdeyse kulak tıkayasımız geldi.

Kötüye gidiyoruz dostlar.

Samsun Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Tekin Balcı Samsun'un şiddet durumunu açıklamış.

Durumumuz iç açıcı değil.

Koza şiddet önleme merkezine 615 kişinin şiddete uğradığını söyleyerek başvuruda bulunduğu belirtilen Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün

açıklamasında, 969 kişinin şiddete uğradığı belirtiliyor.

O 969 kişi için bir şey söyleyemem ama şiddete uğrayan ama Koza'ya başvurmayanların daha fazla olduğunu düşünüyorum.

Günümüzde bir çok evde şöyle veya böyle şiddet uygulanıyor.

Unutmayın..

"Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin" diyen ve bununla övünen bir toplumuz.

Çoğumuz bu sözleri duyarak büyüdük.

Ve büyüklerimizin bununla gurulandıklarını izledik.

"Kızını dövmeyen, dizini döver" sözü ve davranışının kız çocuklarını terbiye etmenin yegane yöntemi olduğu anlatıldı bu ülkede.

Hal böyle olunca kadınlarımıza ve kızlarımıza şiddet uygulamayı namuslu bir toplum sağlamanın yegane yöntemi olarak gören bir toplumda kadına ve kızlara uygulanan şiddeti önlemekte zor oluyor haliyle.

Önce anlayışımızı değiştireceğiz.

Kadınlarımızı erkeklerin eşit bir parçası olarak görecek ve öyle davranacağız.

Atatürk tarafından dünyada kadına seçme ve seçilme hakkı veren ilk ülkelerden biri olan ülkemizde bunu yapmak çok zor olmasa gerek.

İnandığımız din de bunu emretmiyor mu aslında.