5 gün sonra bir seçim yapacağız.
Seçim sonrasında, ülkemizde siyasi ortamın çok farklı şekilde etkileneceği konusunda beklentiler olsa da, netice itibariyle yapılacak olan bir yerel seçimdir.
Şehirlerimize yeni yöneticiler seçeceğiz.
Bir şenlik havasında geçmesi beklenir bu seçimlerin.
Öyle olmuyor ama!
Karşılıklı suçlamalar bu seçimde de devam ediyor.
Hakaretler havalarda uçuşuyor yine.
Bu durum haliyle toplumumuzda sosyal düzen de etkileniyor.
İki kutuplu bir toplum olduk.
Ya iktidar yanlısıyız, ya da iktidara karşıyız.
Bu durumun oluşması, siyasetin doğal sonucudur elbette ancak, bu durumun sadece siyaset yapanları ilgilendirmelidir diye düşünülebilir.
Ve fakat.
Gel gör ki; öyle olmuyor.
Dağdaki çobanla da, dairedeki bir memurla da veya fabrikadaki işçiyle de, hatta sanayideki çırakla bile konuşsan, sanırsın ki, siyaset uzmanı.
Bir siyaset bilimci edasında herkes, kiminle konuşursan konuş, siyasi analizler yapmaya çalışıyor karşındakine.
Tutarlı da değil hiç biri.
Siyasete dair yorum yapanların çoğu konudan bihaber olduğunun bile farkında değil maalesef.
Hadi diyelim ki; doğru veya yanlış, fikirdir ve netice itibariyle, saygı göstermek gerekir diye düşünülebilir ancak, çoğu konuşmanın sonucu karşı tarafa hakaretlerle bitiyor ne yazık ki.
Kendisi gibi düşünmüyor mu karşısındaki kişi, anında, hain, ya da terörist damgası yapıştırılıyor hemen.
İnananlar için Allah kuluyuz oysa hepimiz.
İnsanız yani.
Niye bu kin?
Neden bu kadar öfkeliyiz?
Oysa ne demişti, Türk dilinin büyük ustalarından Ataol Behramoğlu:
Bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım
Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil kızım
Zulmün önünde dimdik tut onurunu
Sevginin önünde eğil kızım..
Ne kadar doğru bir yaklaşım!
Sait Faik Abasıyanık'ın da, Alemdağı'nda Var Bir Yılan adlı öyküsünde ''Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor.'' dediği gibi herkese sevgiyle yaklaşmak, bizim gibi düşünmeyene tahammül göstermek bu kadar zor olmamalı.
80'li yıllarda, o İzmir'de, ben Samsun'da, Güneş gazetesinde aynı çatı altında çalıştığımız gazeteci Sedat Kaya, Angut kuşuna dair bir anekdotu paylaşmış.
Ki;
Sedat Kaya'nın entelektüel birikimini, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda görmek de mümkün.
Angut kuşu ile ilgili paylaşımı da, günümüz siyasi ortamının gergin havasını biraz olsun yumuşatacak özellikte bence.
Gazeteci Sedat Kaya'nın hoşgörüsüne sığınarak, o anekdotu sizlerle paylaşmak istedim.
ANGUT ADAMIN BİRİ
1930'lı yıllardı.
Arizona'da kızılderililerin Pow Wow Festivali vardı.
Pow Wow, 'rüya gören şaman' demekti.
Her yıl yapılan bu geleneksel festivalde tüm kızılderili ulusları biraraya geliyor, geleneksel şarkılarını söyleyip, dans ediyorlardı.
Navajo, Apache, Hopi gibi çöl kabileleri hep yağmuru çağıştıran şarkılar söylüyordu.
Hep yağmur dansları yapıyordu.
Festivali izleyen gazeteci Edward Hopkins, yanında oturan Hopi Reisi Yah-Lat-Keh'e (Gök Gürültüsü) sordu.
"Neden sizin insanlarınızın şarkıları ve dansları hep yağmur ile ilgili?"
Reis düşünmeden cevapladı.
"Bizim buralara çok az yağmur yağar ondan. Yağmura özlemimiz, suya ihtiyacımız var.. O yüzden bizim şarkılarımız yağmura özlemdir. Ezgilerimiz yağmura hasretin dile gelmesidir."
Sonra gazeteciye sordu.
"Peki sizin şarkılarınız neden hep sevgi ve aşk üzerine? Sizin özleminiz sevgi mi?"
İlginç değil mi?
Örneğin bizim toplumda "Angut adamın biri" derler sevmediklerine.
Ya da "Angut gibi bakma" derler, aptal demek istediklerine.
Angut sözü hakarettir
aşağılamak için kullanılır.
"Vay angut vay."
"Angut'a bak."
Bir bakıma salak demektir.
Oysa Angut dünyanın en sevgi dolu canlısı.
Bir kuş cinsi.
Ördekgillerden.
Tek eşli
Eşine çok sadık.
Erkek olsun, dişi olsun Angut Kuşu eşine ihanet etmez.
Eşi ölürse üzüntüye boğulur.
Saatlerce, hatta günlerce gözlerini ölen eşinden ayırmaz.
Yanına yırtıcılar, avcılar gelse bile kıpırdamaz.
Gözlerini kırpmaz, başka yere çevirmez..
Angut Kuşu aşkın ve sevginin kanatlarıdır.
İnsanoğlu gerçekten bir garip değil mi?
Angut gibi sevgi dolu bir kuşun ismini aşağılamak için neden kullanır?
Şu yerel seçim döneminde özellikle sosyal medyaya bakın.
Kini, nefreti, hakareti, aşağılamayı, manipüleyi, görebilirsin.
Sevgisiz toplum kalplerin körleştiği, dillerin ayrıştığı, dostlukların ayrı düştüğü, insanların değiştiği bir yaşamdır.
Not:
Angut kuşu, Bafra'daki kuş cennetinde konaklayan yüzlerce kuş türünden biridir.