limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Sendika Çalışardan Yana olmalı
Yazarlar // 27 Kasım 2020 Cuma 09:04

Ragıp GÖKER

Patrondan taraf sendika olur mu?

Olmaz elbette.

Olursa da o yapaya sendika denmez.

Ve fakat

Bizim gibi ülkelerde patrondan taraf ama adına “Sendika” denen yapılar da var maalesef.

Geçen yıl, bir sendikanın genel başkanı, 2 bin 578 liranın altına imza atmayacaklarını söyledikten kısa bir süre sonra  asgari ücret tespit komisyonunda mikrofonların açık olduğunu unutunca, Çalışma Bakanına o işi çözdüğünü söylerken hükümetin önerisini kabul etmesi hep beraber şahit olmuştuk.

Asgari ücret, halen 2 bin 324 lira biliyorsunuz.

Bu yıl ne olacak bilmiyorum ama bu türden sendikalar olduğu sürece asgari ücret açlık sınırının çok altında kalmaya devam edecektir.

Türk insanı, 2 bin 324 lirayla geçinirken mucize yaratıyor ama asgari ücretten neden vergi alındığını ciddi ciddi sorgulayan bir sendikaya da rastlamadım henüz.

Çalışanların üretimden gelen örgütlü gücünü kullandıkları bir dönemi görebilecek miyim bilmiyorum.

80 öncesi sendikalar bunu başarıyordu.

12 Eylül Faşist Cuntası, örgütlü toplum yapısını darmadağın ettiği için, günümüzün siyasi yapıları da hala cuntacıların hazırladığı yapıdan güç aldıkları için sanırım örgütlü toplum gücünün emeklerin karşılığını alma mücadelesinde başarılı olduklarını görmek, bizim kuşağın insanlarına nasip olmayacak sanırım.

80 öncesinin çalışan kesiminde özellikle işçiler, demokratik taleplerini üretimden gelen güçlerinin etkisiyle rahatlıkla talep ediyorlardı.

Grev hakkı vardı çalışanların.

Toplu iş sözleşmesinde işçiler, alın terlerinin karşılığını kolayca alabiliyorlardı.

İşçiler güçlüydü ama memurların böyle bir hakkı yoktu.

Memur sendikaları kuruldu sonra.

Sözüm ona demokratik bir adım atılmıştı.

Devlet memurları da, örgütlü olmanın gücüyle haklarını alabileceklerdi güya.

Ve fakat

İktidarlar, memurun istediğini değil de, kendilerinin öngördüklerini vermek için tedbir almakta da gecikmediler.

Hükümet yanlısı sendikalar kuruldu.

Memurların ücretlerinin artırılmasına dönük mücadele vereceklerini söyleyen sendikalar da var ama nedense bu sendikalar, işyerlerinde yetkili sendika olma hakkı kazanamıyorlar.

Günümüzün memur sendikaları, yetkili olanları yani.

Ücret artışından daha ziyade mensuplarının iyi makamlara atanması gibi bir görevi kovalamaya başladılar.

İktidarlara muhalif sendikaya üye olan memurun iyi bir göreve gelme şansı yok.

Bu gerçeği herkes biliyor.

Bu engeli az sayıda aşanlar da vardır mutlaka ama öğretmen sendikalarında mesela yetkili sendikaya üye olmayan öğretmenin bir okula yönetici olma şansı yok denecek kadar azdır.

Şu 3600 ek gösterge mevzu mesela.

İktidar partisi, iki yıl önce öğretmenlere de 3600 ek gösterge uygulanacağını söylemişti.

Bu mevzuda iktidarın attığı bir adım oldu mu?

Olmadı.

İktidarı, bu kararı alması için zorlayan sendika oldu mu peki.

O da olmadı.

Ya ne oldu.

Bunu eleştiren muhalefet partisi lideri için, suç duyurusunda bulunan sendika oldu ama.

Türkiye’nin ana muhalefet partisi olan CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nın eleştirilecek çok tarafı var.

Kimi tutarsız söylemlerini bu sütunlarda ben de eleştirdim.

Öğretmenler gününde 3600 konusundaki açıklaması da bir çok insanı irite etmiş olabilir.

“Sert olayım” derken, kantarın topuzunu kaçırdığını da kabul ediyorum.

Ve fakat.

Söylediklerinde hiç mi haklılık payı yok.

Öğretmen sendikası, Kılıçdaroğlu’nun söylediklerine katılmaya bilir, bir noktaya kadar bunu anlayışla karşılarım ama suç duyurusu nedir.

Bunu anlayamam.