Küme düşen takımın Teknik Direktörü derhal istifa eder.
Böyle yapmayıp, büyük bir pişkinlikle ‘’Ben görevimin başındayım’’ demeye devam ederse anında kovulur.
Şampiyon olan ödüllendirilirken, başarısız olana ‘’Güle güle’’denir.
Kural budur.
Pazar günü yapılan seçimlerde CHP ve MHP’nin il başkanları Samsun’da bu iki partiye küme düşürmüşlerdir.
Partilerine hezimet yaşatan CHP ve MHP’nin il başkanlarının yapmaları gereken şey nedir?
Siz de biliyorsunuz ama ben yine de söyleyeyim.
Her ikisi de, yani CHP’nin İl Başkanı Mehmet Atalay ve MHP’nin İl Başkanı Şaban Kılıç’ın da 31 Mart sabahı yapması gereken şuydu:
Lafı eğip bükmeden!
‘’Şöyle oldu, böyle oldu’’ deyip mazeret ileri sürmeden
‘’Biz başarısız olduk’’ diyerek, sessizce çekip gitmeleri gerekirdi.
Böyle yapmıyor muhteremler, ya ne yapıyorlar. Lafı eğip bükmeye çalışıyorlar.
CHP’nin İl Başkanı Mehmet Atalay, görevinin zor günlerde partisini ayakta tutmak olduğunu söylemiş.
Güler misin ağlar mısın?
Yahu muhterem, bizatihi sen 2-80 yerdesin. Ezip geçmişler seni.
Söylerimizin bana, partini nasıl ayakta tutacaksın?
Bu sonucu hiç beklemediklerini ama bu sonucun oluşmasına kırsaldan hiç oy alamadıklarını da söylemiş Bay Başkan.
Benzer sözleri MHP’nin İl Başkanı Şaban Kılıç’ta söylemiş, o nedenle her ikisine de soruyorum:
‘’Bu seçim sürecinde kırsala kaç kere gittiniz?’’
Adayının seçim kampanyası için gittiğiniz köyleri ve orada attığınız nutukları saymıyorum.
Köylerde ne ekilir, ne biçilir?
Ne yer bu insanlar, ne içerler. Bir fikriniz var mı bu hususta?
Bu insanların ne ekip biçtiğini bilmeden, o insanların oyunu elbette ki alamazsın.
Şimdi sızlanmaya hiç gerek yok.
Başarısız oldunuz.
Partinize oy ve gönül vermiş insanlara büyük bir hayal kırıklığı yaşattınız.
Sizin de böyle olmasını istemediğinizi biliyorum.
Bir kastınız yok yani onu söylemeye çalışıyorum.
Ama başarısız olmanız da sizi suçlamam için yeterli bir gerekçedir. Zira başarılı olsaydınız, ilk seçimde partinizin milletvekili adayı yapılacaktınız. Seçilebileceğiniz bir sırada kendinize yer bulacaktınız.
Ama başarısız oldunuz.
Hatta hezimete uğradınız.
Şimdi bunun bir bedeli olmayacak mı?
‘’Sizin canınız sağ olsun’’ diyerek bu durumu görmezden gelmemizi mi bekliyorsunuz?
Kusura bakmayın.
Ben öyle yapamam.
Bırakıp gideceksiniz.
Başaramadınız.
Başarabileceğine inananlar gelecek o makamlara.
Bunun başka bir yolu yok.