“Seyit Rıza (Seyid Rıza ya da Pir Sey Rıza) (d. 1863, Lirtik köyü, Ovacık, Tunceli- ö. 18 Kasım 1937, Elazığ), Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemlerinde rejime karşı çıkarılan isyanlardan biri olan Dersim İsyanı'nın liderlerinden olması sebebi ile idam edilen Alevi-Zaza aşiret lideri. Hakkında devletin köylülere dağıttığı toprakları zor kullanarak üstüne geçirdiği, sıcak savaş sonrası Dersim'e hizmete gelen şehir yapılanması uzmanlarına karşı yöre halkını kışkırttığı gibi birçok iddia bulunmaktadır. 1863'te Dersim'in, Ovacık ilçesine bağlı Lirtik köyünde Şeyh Hesenan (Şixhesenu) aşiretinin Yukarı Abbasan kolundan Seyit İbrahim'in çocuğu olarak doğmuştur.
Seyit Rıza 1924'te Hozat’ı işgal etmiş; çevredeki cumhuriyet yanlısı aşiretleri basmış; devlet içinde devlet gibi davranmış, kendisine yollanan onca nasihat heyetine silahla karşılık vermiştir.”
Sonrası ise malum…
Mahkemenin aldığı idam kararı yüzüne karşı okunmuş, iddialara göre de dar ağacına kendisi çıkmıştır…
Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde olan da aynen buna benzemektedir.
“Yollar da Şemdinli de bizim kontrolümüzde” diyen bölücü örgüt PKK’nın üst düzey yöneticilerinin 1937’deki olayı asla unutmamaları gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti bunu her zaman yapacak kudrettedir.
Kimsenin asılması veya kurşuna dizilmesini istemem ancak bardak da taşmaktadır.
O bardağın taşması durumunda ise olacakları bugünden hayal bile edememekteyim.
Siz bakmayın Şemdinli’de bölücü teröristlerle çatışan askerimize ulu ulu komutanları tarafından Suriye sınırında tatbikat yaptırılmasına.
“Türk ordusunu generalsiz bıraktırdık, generaller cezaevinde” diye kimse sevinmesin. Özellikle de dış güçler hep korkulu yatsın.
Çünkü bıçak eti kesti ve artık kemiğe dayandı.
Bıçağın kemiğe dayanması ve de Türk halkının bütün bu aymazlıkların arkasında “Dinler arası diyalog” safsatasıyla “Kur-an’ı Protestanlaştırmak” amacında olanların bulunduğunu anladığı zaman ne olabileceğini siz kestirebiliyor musunuz?
GÜNEYDOĞU’DAN ŞEHİTLER GELİYOR
Irak, Libya, Mısır derken Türkiye sınırlarının içinde de “Bahar” estirmek isteyenler işi azıtmışa benziyorlar.
Her gün Güneydoğu bölgemizden şehitler geliyor.
Bu konudaki haberlere pek fazla rastlanmıyorsa da gerçek bu…
Her an bir yakınınızın tabutuyla karşılaşabilirsiniz.
Veya bir gaziyle…
Hepimiz aşağıda anlatacağım bir insanlık dersi gibi olayla karşılaşabiliriz.
Allah esirgesin..
“Vietnam'da savaştıktan sonra sonunda evine dönmekte olan bir asker hakkında bir hikaye anlatılır. Olay şöyledir:
Asker San Francisco'dan ailesini arar:
-Anne baba eve dönüyorum ama sizden bir şey rica ediyorum. Yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum.
-Memnuniyetle onunla tanışmak isteriz diye cevapladılar. Oğulları;
-Bilmeniz gereken bir şey var diye devam etti. Arkadaşım savaşta ağır yaralandı. Bir mayına bastı ve bir koluyla ayağını kaybetti. Gidecek hiçbir yeri yok ve onun gelip bizimle kalmasını istiyorum.
-Bunu duyduğuma üzüldüm oğlum. Belki onun başka bir yer bulmasına yardımcı olabiliriz.
-Hayır. Anne baba onun bizimle yaşamasını istiyorum.
-Oğlum dedi babas,ı bizden ne istediğini bilmiyorsun. Onun gibi özürlü biri bize korkunç bir yük olur. Bizim kendi hayatımız var ve bunun gibi bir şeyin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz. Bence bu arkadaşını unutup eve dönmelisin. O kendi başının çaresine bakacaktır.
Oğlu o anda telefonu kapattı. Ailesi ondan bir süre haber alamadı. Ama birkaç gün sonra San Francisco polisinden bir telefon geldi. Oğullarının yüksek bir binadan düşüp öldüğünü öğrendiler. Polis bunun intihar olduğuna inanıyordu. Üzüntü dolu anne baba hemen San Francisco'ya uçtular ve oğullarının cesedini tespit etmek için şehir morguna götürüldüler.
Onu tanıdılar ve bilmedikleri bir şey daha öğrenince dehşete düştüler:
Oğullarının sadece bir kolu ve bir bacağı vardı…
PAZAR GÜNÜ İNŞAAT YASAK…
Atakum Belediyesi Zabıta Müdürü Atay Uludağ Samsun’daki inşaat sektörünün kalbinin Atakum’da attığına dikkat çekti sonra da inşaat yapımına Pazar yasağı getirildiğini kaydetti.
Uludağ yasaklamayla ilgili gereçceyi ise şöyle anlattı:
“Modern ve çağdaş ilçemizin gelişimine katkıda bulunan modern binalar inşa edilmesi bizi gururlandırıyor. Ancak diğer yandan hemen her caddede bir veya birkaç inşaatın devam etmesi evlerinde Pazar günü istirahat etmek isteyen insanlara biraz sıkıntı yaratıyordu. Bu nedenle belediyemiz encümeni tarafından alınan karar gereği çalışmalar hafta içi normal saatinde, Cumartesi günü 09:00-18:00 saatleri arasında yapılırken, Pazar günleri ise tek bir çivi bile çakılmayacaktır. Biz de bunu uygulamaya koyduk. Bu nedenle inşaat sahiplerimizin yasağa uyma konusunda dikkatli olmalarını rica ediyoruz.”
Peki bu yasağa dikkat edilmezse ne olacak?
Ceza yazılabilecek mi?
Yazılacaksa ne kadar ceza yazılacak?
Hatırladığın kadarıyla kaldırım işgalleriyle ilgili de bir karar var.
Pazar günleri inşaat yasağı da kaldırım işgallerinde olduğu gibi mi uygulanacak?
GÜNÜN FIKRASI
Bir İtalyan, bir Rus, bir Fransız bir de bizim Temel şampiyonlar liginde karşılaşmışlar. Başlamışlar muhabbete.
İtalyan demiş ki: “Bizim ülkemizde şampiyon olan takım iki gün iki gece kutlamalar yapar.”
Rus demiş ki: “Bizim ülkemizde şampiyon olan takım iki tanker votka içerek kutlama yapar.”
Fransız demiş ki: “Bizim ülkemizde şampiyon olan takım 300 güzel kızla şampiyonluk kutlar.”
Bizim temel de demiş ki: ”Haçan bizum oraya şampiyon kim olursa olsun kutlamasini Fenerbahçe yapar.”
GÜNÜN SÖZÜ
Fenalıkların ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır. Eflatun
DUVAR YAZISI
Kadında önemli olan ruh güzelliğidir. İyi bir ruhun sahip olması gereken vücut ölçüleri ise 90-60-90 olmalıdır