Yazarlar // 3 Ekim 2023 Salı 09:20
Ragıp GÖKER
Yaklaşık 10 yıl önce, Canik'i vuran ve 14 canı aramızdan alan sel felaketinin ardından siyasilerin, '''Sel kaderimiz'' şeklindeki açıklamalarına karşın, bu köşede yayınlanan yazımda ''Sel kaderimiz olmaz'' diye yazmıştım.
Ve fakat.
Daha geçen ay, Samsun yine sel suyuna yenilince, bu sütundan ''Sel- şampiyon- enflasyon'' başlıklı yazımın ''Biri bunu yapmalı'' ara başlıklı bölümünde de Samsun'un sel suyuyla sınavını yazmak zorunda kalmışım.
Her sel felaketi sonrası gazete sayfalarında sel haberi ve buna dair eleştiri yazıları okumaktan sıkılmışınızdır.
Hani;
Samsun'da alt yapı çalışmalarının başlatılması gerektiğini söylediğinde, ''Ama oy kaybederiz'' şeklinde eleştiri getiren partililerine, ''Biri bunu yapmalı'' diye cevap vermişti ya Rahmetli Muzaffer Önder.
Biz de Samsun'un sel suyuyla vuruluyor olmasının nedenlerini irdelemeye devam edeceğiz
Bunu biri yazmalı yani.
Hep iddia eder dururum.
Samsun bir sahil şehridir.
Özellikle İlkadım ilçesi, denize dikine inen sokakları ve bunları paralel kesen caddeleriyle bilinen bir şehirdir ve denize dikine inen dereleri de var bu şehrin.
Ve fakat.
Denize dikine inen derelerinde biriken yağmur suyunu şehrin hemen önündeki denize akıtamıyoruz nedense.
Bunun bir nedeni olmalı elbette.
Şehirlerimizi betonlaştırdık.
Çünkü yağmur suyu toprakla buluşamıyor ne yazık ki.
Taşkına dönüşüyor ve sel olup akıyor bu nedenle.
Dere yataklarının imara açılmasını hiç söylemiyorum.
Hatta tramvay hattının önüne beton bariyer yaptırarak başta Atakum gibi çağdaş bir kenti sele mahkum eden çok akıllı yöneticilerimizden hiç söz etmiyorum.
Eleştiriyoruz ama bu yöneticileri oylarımızla seçen de bizleriz.
Nerdeyse hemen hemen her ay sel felaketi yaşıyor olmamıza şaşırmamalıyız yani.
Daha önce de defalarca yazdım ama anlamayanlar ve anlamak istemeyenler için yine yazacağım.
Yağmur suyu canlılara da doğaya da zarar vermez asla.
Yağmur bereket getirir oysa.
Yağmura ''Rahmet'' dememiz de bundadır aslında
Ve fakat.
Bu fütursuca doğayı dikkate almadan yapılan imar uygulamalarıyla betonlaştırdığımız şehirlerimizi sel almasına da şaşırmamalıyız artık.
''Coğrafya kaderdir'' diye söylenir ya hani.
Ve yine, Mehmet Akif Ersoy'un "Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?'' dediği gibi.
Bu yöneticileri oylarımızla seçen biz olduğumuza göre 10 yıl önce ''Sel kaderimiz olmaz'' diye yazmış olduğum iddiamı, dün itibariyle ''Sel kaderimizmiş'' diye düzeltiyorum.
Hani derler ya, ''Herkes kaderini yaşar'' diye, bizim durumumuz da öyle yani.