limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Şehirden Kaçtık Köye
Yazarlar // 19 Aralık 2020 Cumartesi 14:22

İsmail BAŞARAN

Siyaset uğruna köylerden oy devşirebilmek amacıyla Siyasi İktidar tarafından alınan kararlarla köyler ortadan kalktı ve mahalle olup ilçelere bağlandığı günden beri kent merkezlerindeki yoğunluk arttı. Ve “köyden indim şehre” sistemi girdi devreye. İnsanlar ekmeklerini köylerde ekerek biçerek değil de kentlere göç ederek işçilik yapmakta buldu. Hem kırsal kesimde hem de kentlerde sosyal bir değişiklik ve kıtlık başladı. Köylü ekmekten vazgeçti, kentli de köylü ekmediği için bazı gıdalara ulaşırken ceplerinden büyük miktarlar çıkarmaya başladı. Eskiden köylü ürettiği sebze ve meyveyi pazara getirir aracısız satardı, bu yolla da tüketici hem taze hem de aracı olmadığı için ucuz ürüne kavuşurdu.

Eski Türkiye denilirdi de ucuz ve sağlıklı ürünler yenirdi o Türkiye’de. Şimdilerde gıdalar zincir marketlerden alınıyor genellikle, dondurulmuş ürünler daha çok tüketiliyor. Marketlerden alışveriş yaparken ithal ürünleri yiyorsunuz, sebzenin ve meyvenin, hatta patates ve soğanın yurt dışından geldiğin görüyorsunuz reyonlarda. Ve bu yapıya yıllardır Türkiye'yi yöneten iktidar olumlu bir iş yapmış gibi anlatıyor insanlara.

Oysa eskilerde Türkiye’de üretilen meyveler vardı, üretilen ekinlerden elde edilen buğday unlarından yapılmış çörek ve börekler vardı.

İlkokula ve ortaokula giderken yerli malı haftası yapılırdı. Bu hafta Türkiye’de 1946 yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştı. Bu isim 1983 yılından itibaren de Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak değiştirilmişti.

Şimdi hep ortadan kalktı. Çünkü artık Türkiye’de yerli malı kalmadı.

Ekilebilen alanlar maden alanı yapıldı, bahçelere binalar dikildi. Meyve ve sebze, buğday ve saman yurt dışından gelmeye başladı.

Bütün bunların yanlışlığını Türk vatandaşı yaşayarak öğrendi. Bir salgın çıktı küçücük bir mikrop bize “kendinize gelin köyünüze dönün” dedi.

Eskiden köyden indim şehire diyenler son günlerde “şehirden kaçtım köye” ifadesini çokça kullanır oldu. Köyü olmayanlar ise gerçekten evde kaldı, sokağa çıkamaz oldular ve artık psikolojiler bozulmaya başladı.

 

ÖZÜR YETMEZ

Millet pandemiyle uğraşırken, devletler aşı yapmak için birbiriyle yarışırken Türkiye’de bir Prof çıkıyor ağza alınmayacak sözler söylüyor. Kim bu abuk sabuk sözleri söyleyen? Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu. Katıldığı bir televizyon programında üniversiteler için 'fuhuş evleri' ifadesini kullandı bu zat.

Samsun’dan ilk tepki de Eğitim Bir Sen Samsun 2 nolu Şube Başkanı Tevfik Demir, sert tepki gösterdi ve "Bu sözler asla kabul edilemez "dedi ve özür dilemesi gerektiğini söyledi.

Bu zat’ın çocukları yok mu, yakınlarının çocukları yok mu, o çocuklar Üniversite okumadı mı? Ayıp be anne ve babalar kızlarını, erkek çocuklarını sana emanet ediyorlar ha. Bu nasıl bir ahlaktır, nasıl bir kafadır, en önce çalıştığı Üniversite’deki görevinden kovulmalıdır. Özür dilemesi yetmez, bir de yargılanmalıdır. Birçok yakınımın başı bağlı kızları bu üniversitelerde okumaktadır. Söylediği sözlerin onları da incittiğini bilmez mi bu kendini bilmez.

Şimdi birileri çıkıp “onu demek istemedi” diye savunmaya kalkmasın, bunu savunana da aynı düşünce içinde gözüyle bakılacak artık. Sayın Tevfik Demir tarafından ilde gündeme getirilen bu konu hakkında bakalım yargı ne diyecek? Eğer görevinden uzaklaştırılmakla kalınız yargılanmazsa bundan sonra söylenecekleri yazmak istemiyorum ve de yazmıyorum. Kız ve erkek çocukları Üniversitelerde okuyan anne ve babaların vicdanına bırakıyorum.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Kuyuda su kalmayınca onun kıymetini anlarız... (B.Franklin)