Tarih dersinde öğretmen birini tahtaya kaldırmış ve sormuş:
-Oğlum Kadeş Savaşını kim yaptı?
Çocuk hemen yanıtlamış:
-Hocam vallahi billahi ben yapmadım.
Hoca sinirinden çıldıracak. O sinirle dışarıya çıkmış, koridorda Matematik öğretmenini görmüş ve durumu Matematik öğretmenine anlatmış:
-Hoca hanım bu öğrenciler beni çıldırtacak; Kadeş Savaşını kim yaptı diye soruyorum, vallahi billahi ben yapmadım diye yanıt veriyorlar, çıldıracağım...
—Hocam üzülmeyin çocuktur bunlar hem yaparlar hem de yapmadım derler...
Tarihçinin sinirleri iyice tepesine çıkmış ve soluğu Müdür Beyin odasında almış.
—Müdür Bey bu nasıl bir okul, ne öğrencisinde hayır var, ne de öğretmeninde; öğrenciye Kadeş Savaşını kim yaptı diye soruyorum, ben yapmadım diyor, öğretmene durumu anlatıyorum, bunlar çocuktur hem yaparlar hem de yapmadım derler diyor, kafayı yiyeceğim.
Müdür Bey: Siz hiç kendinizi üzmeyin Hocam, bunda merak edilecek bir şey yok, şimdi Bakanlığa bir yazı yazar ve Kadeş Savaşını kimin yaptığını sorarız...
Tarih Öğretmeni aldığı yanıt ile oracığa yığılıp kalmış ve Müdürden bir hafta izin almış...
Bir hafta sonra Bakanlıktan bir yazı:
Bu yıl ödenek olmadığı için Kadeş Savaşı yapılamayacaktır. Bilginize...
Türkiye’de seçimler aynen bu hikâyeye benziyor.
Parti liderleri seçmene gidiyor ve anlatıyorlar da anlatıyorlar.
Oysa liderler değil adaylar anlatmalı yapacaklarını.
Ancak biz seçmenler işin orasına pek takılmıyoruz.
Yerel yönetim seçimlerinde bile adaydan proje falan beklemiyoruz “Bizim lider ne dedi” diye sorguluyoruz.
Sonra da bazıları seçim sonuçlarına bakıp bakıp “Bizim parti neden kaybetti” diye soruyor, bazıları da “Bizim parti nasıl kazandı” diye sormayı bile akıl etmiyor.
Ardından da garip bir toplum ortaya çıkıveriyor…
Not: Hiç olmazsa Kadeş Savaşının Mısırlılar ile Hititler arasında yapıldığını hatırlatalım.
Sonra da ders olacak bir sonucu ortaya koyalım:
Kadeş Savaşı sonrası dünyada ilk yazılı metinle bir barış antlaşması yapılmıştır.
Daha sonraki yıllarda Mısırlı tarihçiler bu savaşı Mısır’ın zaferi olarak yazmışlardır.
Hititlilere gelince…
Ne yazık ki artık Hitit diye bir ülke olmadığından “Bu savaşı aslında Hititler kazanmıştır” diyecek bir tarihçileri de yoktur…
Basının üzerine apar topar gidenlere de ince bir uyarı:
Tarihi, siyasetçiler ve ordular yaparlar ancak onu gazeteciler, yazarlar ve tarihçiler yazarlar…
YENİ BAŞKANLAR İÇİN HATIRLATMA…
Seçim öncesi telefon numaralarını seçmene verip “Her zaman benim telefonum açık ben sizlerin emrindeyim” diyen adaylar oldu.
Umarım seçildikten sonra telefonlarını değiştirmezler, arayana cevap verirler. “Çok iş vardı, çok meşguldüm” ayağına yatmazlar.
Bu durumu ve böyle siyasetçileri bizim Temel bakın ne kadar güzel anlatmış.
Temel ve Dursun parkta güvercinlere yem atıyorlarmış.
Temel:
-"Şu güvercinlere ne zaman yem atsam, siyasetçileri hatırlayrum" demiş…
Dursun;
— “Neden?” diye sorunca da eklemiş:
— “Yerde dolaşırlarken elimizden yeyiler, havalanunca kafamuza edeyuler…"
İL GENEL MECLİSİ SALONU
Sabah dolaşıyordum, saat 09.00 sularıydı.
Büyükşehir Belediyesi’nin BOM adı verilen bir aracını gördüm, İl Genel Meclisi toplantı salonunun önünde.
Oradan yazıyı söküyorlardı.
Vatandaşın birisi de “Adamlara bakın göçüverdiler binaya” diyordu yanındakine.
Ne olacak şimdi o bina?
Oradaki İl Genel Meclisi salonu ne olacak?
Samsun Büyükşehir Belediyesi’ndeki Meclis toplantı salonu ne kadar düzenlerseniz düzenleyin yeni oluşan meclis üyelerini alamaz.
O nedenle yeni bir toplantı salonu gerekiyor.
Sanırım İl Genel Meclisi toplantı salonu bu amaçla kullanılacak.
Şimdiden hayırlı olsun ve Samsun ili için iyi kararlar alınsın burada dileklerimizi iletelim…
GÜNÜN FIKRASI
Temel’e sormuşlar:
— Sevişirken karınla konuşur musun?
Cevap vermiş:
— Ararsa neden konuşmayayum...
GÜNÜN SÖZÜ
Benim güldürme yolum doğruyu söylemektir. Dünyadaki en gülünç şaka da budur. Bernad Shaw
DUVAR YAZISI
Vakit, nakit kadar değerlidir. Nakit, ancak vaktinde olursa değerlidir.